Bidatlerin hepsi dalâlettir!..
02/12/2018 Pazar Köşe yazarı V.T
Bidat işlemeye devam eden kimse, nefse ve şeytana itaat eden kimse olmuştur.
Ebû Tâhir Hamevî hazretleri Şam’da yetişen Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 485 (m. 1092)’de Hama’da doğdu. 561 (m. 1165)’de Şam’da vefât etti. Bir dersinde bidatin zararları hakkında buyurdu ki:
Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki, (Allahü teâlâ, bidat sahibinin orucunu, haccını, umresini, cihâdını, günahtan vazgeçmesini, adaletini kabul etmez. Hamurdan kılın çıkması gibi, İslâmdan çıkar.) Yâni, ibâdeti sahih olsa da, kabul olunmaz. Sevap verilmez. Çünkü, küfre sebep olmayan bidat işlemeye devam etmektedir. Küfre sebep olan bidat sahibinin ibâdeti zaten sahih olmaz. Farz, nâfile ibâdetlerinin hiçbiri kabul olmaz. Bidat, nefse, şeytana uyarak yapıldığı için, sahibi İslâmdan, Allahü teâlânın emirlerine teslim olmaktan çıkar. İman kalp ile olur. İslâm kalp ve lisan ile birlikte olur. İman kalbe mahsustur. İslâm ise, kalbin, lisanın ve bedenin umumuna şâmildir. Kalpteki iman ile kalbdeki İslâm birbirlerinin aynıdır. Bidat sahibinden ayrılan, lisandaki ve uzuvlardaki İslâmdır.
Bidat işlemeye devam eden kimse, nefse ve şeytana itaat eden kimse olmuştur. Günah işleyen kimse, âsi, fâsık olur. Buna bidat sahibi denmez. Fakat, bidat sahibi, âsi ve fâsıktır. Bidat sahibi, bu bidatini ibâdet sanmakta, buna karşılık sevap beklemektedir. İbâdet hâricinde işlenen günah, ibâdetlerin kabul olmasına mâni olmaz. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Benden sonra, ümmetim arasında ayrılıklar olacaktır. O zamanda olanlar, benim sünnetime ve Hulefâ-i râşidînin sünnetine yapışsın! Dinde meydana çıkan şeylerden uzaklaşsın! Dinde yapılan her yenilik bidattir. Bidatlerin hepsi dalâlettir. Dalâlet sahiplerinin gidecekleri yer, Cehennem ateşidir.) Bu hadis-i şerif, bu ümmette çeşidli ayrılıklar olacağını haber veriyor. Bunlar arasında, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Onun dört halîfesinin yolunda olana sarılınız diyor. Sünnet, Resûlullahın, sözleri, bütün ibâdetleri, işleri, itikatları, ahlâkı ve bir şey yapılırken görünce, mâni olmayıp susması demektir.
Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ümmetim arasına fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışan için yüz şehit sevabı vardır!) Yâni nefse ve bidatlere ve kendi aklına uyarak İslâmiyetin hududu dışına taşıldığı zaman, benim sünnetime uyana, kıyâmet günü yüz şehit sevabı verilecektir.