Ateşle dolu bir kabir!..
25/07/2019 Perşembe Köşe yazarı A.U
Tâbiîn devri âlim ve evliyâsından Amr bin Dînar hazretleri,
743 (H.126) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti.
Kendisi anlatır:
Edirne'de biri vardı.
Kız kardeşi vefât etti...
O şöyle anlatıyor:
Onu defnettik.
Ve ayrılıp gittik.
Benim değerli bir yüzüğüm o arada kayboldu...
Kendi kendime;
“Acabâ kabre mi düştü?” deyip tekrar kabre gittim.
Ve kabri açtım.
Lahit tahtasını kaldırdım.
Ama çok korktum!
İçinde “ateş” vardı.
Ve yüzümü yaktı!
Tahtayı yerine koyup, tekrar toprakla doldurdum.
Ve ağlayarak eve döndüm!
Çok üzülmüştüm.
Annemden;
“Kız kardeşimin kötü bir hâli var mıydı” diye sordum.
Cevâben;
“Vardı” dedi.
Merak edip;
“Ne huyu vardı?” dedim.
“Namazına gevşekti ve koğuculuk yapardı” dedi.
O zaman bu iki huyun, “kabir azâbı”na sebep olduğunu anladık.