"Ey Allahın kulları! Allahtan korkun!.."

27/07/2019 Cumartesi Köşe yazarı V.T

Hazreti Ömer halife seçildiği zaman, minbere çıkıp etkileyici bir hutbe okudu... 

 

Vankuli Mehmed Efendi Osmanlı fıkıh ve lügat âlimidir. Aslen Vanlıdır. 1000 (m. 1591)’de Medîne-i münevverede vefât etti. Pek kıymetli eserler yazdı. Bunlardan, Molla Hüsrev’in “Dürer-ül-hukkâm” adlı eserine yazdığı “Nakd-üd-dürer” adlı haşiyede buyuruyor ki:

Saîd bin Müseyyib (radıyallahü anh) şöyle anlatıyor:

Hazreti Ömer (radıyallahü anh) halife seçildiği zaman, Peygamber, efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) minberine çıkıp bir hutbe okudu. Allahü teâlâya hamd-ü sena ve Resûlullaha salât-ü selâmdan sonra buyurdu ki: 

“Ey insanlar! Benim heybetli, sert ve vakûr hâlimin farkında olduğunuzu biliyorum. Resûlullahın yanında iken de bu hasletlerim vardı. Onun hizmetçisi idim. Müminlere karşı şefkatli ve merhametli idim. Resûlullah rûhunu teslim edinceye kadar böyle devam ettim. O benden râzı olarak Rabbine kavuştu. Bunun için Allahü teâlâya binlerce hamd olsun. Çok bahtiyarım. Onun halifesi olan Hazreti Ebû Bekir’in de yardımcısı idim ve onun yanında bulunduğum zamanlar da aynı hasletlerim vardı. O da benden râzı olarak ruhunu teslim etti. Bunun için de çok bahtiyarım. Allahü teâlâya binlerce hamd olsun. Bugün ise işleriniz bana emânet edildi, içinizden, 'Bundan çekeceğimiz var. Keşke başımıza başka birisi gelseydi' diyen çıkabilir. Şunu biliniz ki, Resûlullahın sünnetini iyi biliyorum. 'Keşke bu meselenin nasıl olacağını Resûlullah efendimizden sorup öğrenseydik' diye karşılaşabileceğimiz her şeyi kendilerinden sordum. Başınızda bulunduğum müddetçe, zâlimden, başkalarının haklarına tecâvüz eden kimseden, kuvvetlilerden zayıfların haklarını aldığım zaman, sertliğim kat kat artacak ve bunlara tâviz verilmeyecektir. Bu sertliğime rağmen, edepli, çekingen olan, hakkı (doğruyu) kabul ve teslim etmekten hiçbir şeyden çekinmeyen kimselerin başım üzere yerleri vardır. İçinizden biri ile benim aramda ihtilaflı bir mesele olursa, onun halledilmesinde, istediğiniz birinin huzûrunda muhakeme edilmekten çekinmem. Benden bir şikâyetiniz olursa kadıya bildirirsiniz. Ben de ona hesap veririm...

Ey Allahın kulları! Allahtan korkun. Bütün işlerimizde Resûlullahın sünnetine, yoluna tam uyabilmemiz için, aleyhinize de olsa bana yardımcı olunuz. Benim aleyhimde olan işlerde de, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker etmek suretiyle bana yardımcı olunuz. Her hâlimizde istikâmet, doğruluk üzerine bulunmamız için bana nasihat etmeyi de ihmâl etmeyiniz!”