Tövbe etmeyen, kendine zulmetmiş olur!..

28/06/2020 Pazar Köşe yazarı S.K

İslam âlimlerinin büyüklerinden İmâm-ı Mücâhid buyuruyor ki: "Her sabah ve akşam tövbe etmeyen kimse, kendine zulmeder."

 

İslam âlimlerinin ve evliyanın büyüklerinden İmam-ı Rabbanî hazretleri  (Mektûbat) kitabının ikinci cilt 66. mektubunda şöyle buyuruyor:

"Mektubuma Besmele ile başlıyorum. Kıymetli ömrümüz, günah işlemekle, kusur, kabahat yapmakla, yanılmakla, faydasız, lüzumsuz konuşmakla geçip gidiyor. Bunun için; tövbeden, Allahü teâlâya boyun bükmekten söyleşmemiz, vera’ ve takvadan [yani haramların ve şüpheli olanların hepsinden sakınmak]tan konuşmamız hoş olur.Tahrîm sûresi, sekizinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Ey iman eden seçilmişler! Allahü teâlâya dönünüz! Hâlis tövbe edin! Yani tövbenizi bozmayın! Böyle tövbe edince, Rabbiniz, sizi belki affeder ve ağaçlarının, köşklerinin altından [önünden] sular akan Cennetlere sokar) buyurmuştur.

Günahlarına tövbe etmek, herkese farz-ı ayndır. Hiç kimse tövbeden kurtulamaz.

Yapılan günahta, kul hakkı bulunmayıp, zina yapmak, alkollü içki içmek, harama bakmak, Kur’ân-ı kerîmi abdestsiz tutmak ve yanlış inanışlara saplanmak gibi, yalnız Allahü teâlâ ile kendi arasında olursa, böyle günahlara tövbe etmek, pişman olmakla, istiğfar okumakla, Allahü teâlâdan utanıp, sıkılıp, Ondan af dilemekle olur.

Büyük günahlardan biri, beş vakit namazdan birini vaktinde kılmamaktır. Kazâya kalan namazı kılacak kadar vakitlerin her biri geçtikçe, bu bir namazın günahı kat kat artar. Namazları bir ân önce, kazâ etmek ve affı için tövbe etmek, çok yalvarmak lazımdır.

Günahta kul hakkı da varsa, buna tövbe için, kul hakkını hemen ödemek, onunla helalleşmek, ona iyilik ve dua etmek de lazımdır. Mal sahibi, hakkı olan ölmüş ise, ona dua, istiğfar edip çocuklarına, vârislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları, vârisleri bilinmiyorsa, mal ve cinayet miktarı parayı fakirlere, miskinlere sadaka verip, sevabını hak sahibine ve eziyet yapılana niyet etmelidir.

Bütün günahlara tövbe etmek nasip olur ve vera’ ile takva [yani haramların ve şüpheli olanların hepsinden sakınmak] müyesser olursa, büyük nimet ele geçmiş olur. Bu ele geçmezse, bazı günahlara tövbe etmek ve bazı haramlara vera’ eylemek de nimettir. Bu bazıların bereket ve nurları, belki hepsine sirâyet eder de, bütün günahlara tövbe etmeye ve tam vera’ sahibi olmaya yol açar. (Bir şeyin bütünü ele geçmezse, hepsini elden kaçırmamalıdır) buyuruldu.

Ya Rabbi! Peygamberlerin en yükseği, efendisi olan Muhammed Mustafa’nın (aleyhi ve aleyhim ve alâ âl-i küllin minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâtî ekmelühâ) sadakası olarak, bizleri senin dininde bulunmaktan ve sana itaat etmekten ayırma! Amin."