"Câhil ve ahmak kimseler kadere inanmadılar!.."
16/08/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Hidâyetullah Erbilî hazretleri Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî
hazretlerinin halîfelerindendir. On dokuzuncu asırda Irak'ta Erbîl’de doğdu.
Önceleri ümmî idi. Sonra Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin huzûruna vardı
ve bir daha yanından ayrılmadı. Devamlı şeyhin hizmetinde bulunup tasavvuf
yolunda ilerledi. Bağdât'ta vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Muhammed Mâsum hazretleri, ikinci cildin seksenüçüncü mektûbunda
buyuruyor ki: İki nîmete kavuşan kimsede, hiç zevk ve hâl bulunmasa, bunun için
hiç üzülmemelidir. Bu iki nîmetten birisi, şeriatin sahibi olan Muhammed
aleyhisselâma tâbi olmaktır. İkincisi, üstâdını, mürşidini sevmektir. Bu iki
nîmet, insanı bütün saadetlere ve feyizlere kavuşturur. Bu iki nîmetten birisi
noksan ise, sonu felaket olur. İlmin, amelin, kerâmetlerin bol olması, bunu
felaketlerden kurtarmaz.
Kaza ve kader bilgileri çok nâzik, ince ve anlaması güçtür.
Bunları konuşmak ve münâkaşa etmek, hadis-i şeriflerle yasak edilmiştir.
Müslümanların vazîfesi, Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını öğrenmek ve
bunlara uygun yaşamaktır. Kaza ve kadere inanmamız emrolundu. Bunları
incelememiz emrolunmadı. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği kadar öğrenmemiz
ve inanmamız lâzımdır. Bu hakîkî âlimler buyuruyor ki: Allahü teâlâ
insanların, hayır ve şer, bütün yapacaklarını ezelde biliyordu. Vakitleri
gelince, bunların yaratılmasını irâde etmekte ve yaratmaktadır. Onun
yaratmasına (takdîr) denir. Hâlık ve mûcid yalnız
Odur. Ondan başka yaratıcı yoktur. Hiçbir insan, hiçbir şey yaratamaz. (Mu'tezîle) ve (Kaderiyye) denilen
câhil ve ahmak kimseler, kaza ve kadere inanmadılar. İnsan, dilediğini, kendi
gücü ile yaratmaktadır dediler. Böyle, kâfir olan kimseler, zamanımızda çoktur.
Hayır ve şer her şeyin yaratılmasında, insanın irâdesinin ve ihtiyârının da
te'sîri vardır. İnsan bir şey yapmak ister, Allahü teâlâ da isterse, o şeyi
yaratır. İnsanın irâdesine, dilemesine (kesb) denir.
Demek ki, insanların yaptığı her hareket, her iş, insanın kesbi
ve Allahü teâlânın yaratması iledir. Adam öldürene kıyâmette azap yapılması,
onu kesb ettiği içindir.
(Cebriyye) denilen
kimseler ise, insanın kesbini, irâdesini inkâr ettiler. İnsan istese de,
istemese de, her hareketini, her işini Allah yaratır. İnsanın her işi, ağaç
yapraklarının rüzgârdan sallanması gibidir dediler. Her şeyi Allah zorla
yaptırıyor. İnsan hiçbir şey yapamaz zannettiler. Böyle inanan kâfir olur.