Halife Hârûn Reşîd'i ağlatan nasihat!..
29/11/2022 Salı Köşe yazarı V.T
Behlül-i Dânâ hazretleri evliyânın meşhûrlarındandır. Asıl ismi
Vüheyb bin Ömer Sayrâfî'dir. Kûfeli olduğu hâlde ömrünün çoğunu Bağdât'ta
geçirdi. Hârûn Reşîd'in kardeşi olduğuna dâir rivâyetler varsa da aslı yoktur.
Hârûn Reşîd'e nasîhat verirdi. Herkese ders olacak hikmetli sözleri çok
meşhûrdur. 805 (H.190) senesi Bağdât'ta vefât etti.
Bir gün Hârûn Reşîd, hazreti Behlül ile görüşmek, hikmetli
sözlerini duymak istedi. Bu şekilde adamlarını gönderip Behlül'ü getirmelerini
söyledi. Gidenler Behlül'ü boş bir mezar içinde uyur buldular.
Uyandırdıklarında; "Siz ne yaptınız. Beni pâdişâhlık makâmından
indirdiniz. Şimdi ben ne yapacağım?!." dedi. Görevliler gidip bu sözleri
halîfeye bildirdiler.
Hârûn Reşîd onun bu hâline bir mânâ veremedi, huzûruna
geldiğinde; "Ey Behlül! Bu ne iş. Sen hangi pâdişâhlıktan
indirildin?" dedi. O, bu soru üzerine; "Ey Halîfe! Rüyâmda kendimi
hükümdâr olmuş gördüm. Tahtımda oturuyordum. Hizmetçilerim vardı. Saltanat ve
ihtişam içinde idim. Lâkin senin adamların beni uyandırdı ve tahtımdan
oldum" dedi. Bu sözlere Hârûn Reşîd güldü ve; "Ey Behlül! Rüyâdaki
pâdişâhlığa îtibâr olur mu?" dedi. Bunun üzerine Behlül hazretleri; "Ey
müminlerin emîri! Benim hükümdarlığım ile seninki arasında ne fark var. Ben
gözlerimi açınca hayat buldum. Sen gözlerini kapayacak olsan ebediyyen
emirlikten düşecek saltanatından olacaksın ve nedâmet, pişmanlık günün
başlayacak. O hâlde hangimizin hükümdârlığına îtibâr yoktur siz söyleyin"
dedi. Bunun üzerine Hârûn Reşîd söyleyecek söz bulamadı ve gözyaşlarını
tutamadı...
Behlül-i Danâ hazretleri bir gün Bağdât sokaklarından birinde
giderken, iki kişinin kıyasıya kavga ettiklerini gördü. Biri diğerine ağza
alınmayacak şeyler söylüyordu. Behlül-i Dânâ onun yanına yaklaşıp; "Sen
bize gel ne söylersen söyle lâkin bizden bir tek kelime karşılık
alamazsın" dedi. Öfkeden deliye dönmüş adam birden durdu ve; "Ey
Behlül; Beni o mağlûb edemedi. Lâkin sen mağlûb ettin" dedi. Böylece kavgacılar
dövüşü bırakarak hatâlarını anladılar.
Birisi Behlül-i Dânâ'ya gidip; "Ey Behlül! Oğlum vefât etti. Kitabesine ne yazdırayım?" dedi. Behlül hazretleri buna gülüp; "Dün altımda olan çimenler bugün üstümde yeşerdi. Ey yolcu, bil ki şu toprak, günahlardan başka her şeyi örtmektedir, yazdır" dedi.