Gaybı, Allahtan başka bilen kimse var mıdır?
15/03/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Gaybı, ancak Allahü teâlâ bilir. O bildirmedikçe, gaybı, hiçbir Peygamber,
hiçbir melek, hiçbir insan, hiçbir cinnî bilemez.
Önce “gayb”ın ne olduğunu ortaya koyalım, sonra da kimlerin onu
bilebileceği konusu üzerinde duralım. “Gayb”, “duyu organları ile veya
hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey” demektir. Bu manâda gaybı,
ancak Allahü teâlâ bilir. O bildirmedikçe, gaybı, hiçbir Peygamber, hiçbir
melek, hiçbir insan, hiçbir cinnî bilemez. Nitekim Cenâb-ı Hak, âyet-i
kerîmelerde şunları beyân buyurmuştur:
“De ki: Gaybı bilmek Allah’a mahsûstur.” [Yûnus, 20]
“De ki: Göklerde ve yerde gaybı, Allah’tan başka bilen yoktur.” [Neml 65;
Hucurât 18]
O, Kur’ân-ı kerîmde, “Âlimül-gayb” [gaybı bilen] (Haşr,
22) ve “Allâmül-guyûb” [gaybları en iyi bilen] olarak tavsîf
edilmiştir. (Sebe, 48)
“Allah’ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?” [Tevbe, 78]
Gaybı, Allahü teâlâ bildirmedikçe, Peygamber Efendimiz dâhil, hiçbir
Peygamber bilemez. Bu konuda bir âyet-i kerîme meâli şöyledir:
“De ki: Eğer ben gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır yapmak
isterdim.” [A’râf, 188]
Gaybı insanlar bilmediği gibi, cinnîler de bilmezler. Bir âyet meâli:
“Cinnîler gaybı bilselerdi, zelîl edici azap içinde kalmazlardı.” [Sebe, 14]
Bir hadîs-i şerîfte buyurulmuştur ki:
“Falcının, büyücünün veya başka birinin gaybdan verdiği haberlere inanan,
Kur’ân-ı kerîme inanmamış olur.” [Taberânî] Binâenaleyh “falânca
hoca, filânca fâlcı gaybı biliyor” demenin küfür olacağı kitaplarda
yazılıdır.
Fakat Allahü teâlâ dilerse, dilediği Peygamberlerine bazı gayblarını
bildirebilir. Bu konudaki bir âyet-i kerîme meâli şöyledir:
“Allah, gaybına kimseyi muttali kılmaz; ancak dilediği Peygamber müstesnâ.
Çünkü her Peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar.” [Cin, 26-27]
Hazret-i Mûsâ’nın, ledün ilmine sâhip, yani Allah’ın kendisine gaybları
bildirdiği bir zâta, “Rabbimizin sana öğrettiği doğruyu bulmama yardım
edecek, hayra götürecek bir ilmi bana da öğretmen için, sana tâbi olmak
istiyorum” dediği, Kur’ân-ı kerîmde bildirilmiştir. (Kehf, 66)
Gaybları bilen, ledünnî ilme sâhip olan bu zâtın Hazret-i Hızır olduğu
bildirilmiştir. Resûlullah Efendimize ise, birçok gayblar bildirilmişti.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Rükû ve secdeleri düzgün yapın, Allah’a yemîn ederim ki, sizin rükû ve
secde yaptığınızı arkamdan görüyorum.” [Buhârî, Müslim]
Gözde görmeyi yaratan Allahü teâlâ, diğer uzuvlarda da görmeyi yaratmaya kâdirdir. Resûlullah’ın bu mucizesini inkâr eden, Allah’ın kudretini inkâr etmiş olur. Resûlullah’ın gündüz aydınlıkta nasıl görürse, gece karanlıkta da aynen öylece gördüğü, Buhârî’deki hadîs-i şerîfte bildirilmiştir.