“Bu dini facirlerle de kuvvetlendirir”
29/12/2019 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Resulullah
efendimiz buyurdu ki: "Allahü teâlâ bu dini facir kimselerle de
elbette kuvvetlendirir."
Sual: Müslüman olmadığı hâlde, Uhud Harbi'nde
Müslümanların safında yer alıp, Mekkeli müşriklerle harp eden olmuş mudur?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Şevâhid-ün Nübüvve
kitabında deniyor ki:
“Eshab-ı kiram arasında Kazman adında bir kimse vardı.
Eshab-ı kiram Uhud Savaşı'na gidince, o savaşa katılmamıştı. Kadınlar
senin bizden farkın yok deyince utanarak, gidip savaşa katıldı. Müşriklerle çok
gayret göstererek savaşıyordu. Onun bu hâlini Resûlullah efendimize haber
verdiler. (O Cehennem ehlindendir) buyurdu. Eshab-ı kiram hayret
ettiler. Kazman, o kadar savaştı ki, müşriklerden yedi kişi öldürdü. Kendisi de
birçok yerinden yaralandı. Eshab-ı kiramdan bazıları onu savaş sırasında yaralı
hâlde görüp “şehitlik sana afiyet olsun ey Kazman” dediler. Bunun üzerine
Kazman; “Yemin ederim ki ben din için savaşmıyorum. Kureyş'in bize galip
gelerek hurma bahçelerimizi harap etmelerinden korktuğum için savaşıyorum”
dedi. Yaraları ona o kadar acı veriyordu ki, kılıcını göğsüne dayayıp kendini
öldürdü. Eshabdan bazıları onun durumunu bilmedikleri için Resulullah
efendimize; “Kazman müşriklerden yedi kişi öldürdü ve şehit oldu” dediler.
Resulullah efendimiz, (Allahü teâlâ dilediğini yapar) buyurdu. Sonra
Kazman'ın gerçek hâlini açıklayıp, (Şehadet ederim ki, ben Allahü teâlânın
Resulüyüm) buyurdu. Bundan sonra Eshab-ı kirama dönüp; (Allahü teâlâ
bu dini facir kimselerle de elbette kuvvetlendirir) buyurdu.”
***
Sual: Din kitaplarında bahsedilen âlem-i misâl ne
demektir?
Cevap: Allahü teâlânın yarattığı şeylerin
hepsine âlem denir. Üç türlü âlem vardır. Bunlar; Âlem-i
şehâdet, bildiğimiz madde âlemidir. Âlem-i ervâh, maddi olmayan, ölçüsüz olan
rûh âlemidir. Âlem-i misâlde maddeli ve maddesiz hiçbir şey yoktur. Âlem-i misâlde,
birinci ve ikinci âlemde bulunan her şeyin ve Allahü teâlânın, hatta
düşüncelerin ve manaların misâlleri vardır. Allahü teâlânın misli yoktur,
misâli vardır denildi. Bir şeyin kendisine ve sıfatlarına benzeyen başka bir
şeye, birinci şeyin misli denir. Allahü teâlânın kendinin ve sıfatlarının misli
yoktur, olamaz. Bir şeyin kendine değil, yalnız sıfatlarına benzetilen başka
şeye, birinci şeyin misâli denir. Mesela, güneşe padişah denir. Padişah,
güneşin misâli olur.