Resûlullah'ın buyurduğu gibi dua eden âmâ zat...
06/02/2024 Salı Köşe yazarı V.T
Resulullah efendimiz veya evliya zatlar hürmeti için, dilekte bulunmak
caizdir.
Sadrüddîn Muhammed Hılâtî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. Bitlis'in Ahlat
(Arapçası Hılât) ilçesinde doğduğu için Hılâtî denildi. Şam, Halep ve Bağdat’a
gitti, Hasîrî hazretlerinden fıkıh ve Sahîh-i müslim dersi tahsil etti.
Kahire'de Süyûtiyye Medresesinde ders verdi. 652'de (m.1254) orada vefat
etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Resulullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) veya evliya zatlarla,
Allahü teâlâya tevessül etmek, yani bunların hürmeti için, dilekte bulunmak
caizdir. Tevessül etmek, şefaatini istemek demektir. Ehl-i sünnet âlimleri,
bunun caiz olduğunu bildirdi. Resulullah efendimizin vefâtından sonra da
tevessül edilir. Ebû Umâme bin Sehl bin Hanîf şöyle anlatır:
İhtiyâç içerisinde olan birisi amcam Osman bin Hanîf ile karşılaşınca, amcama
ihtiyâcı olduğunu söyledi. Amcam ona; “Git güzelce bir abdest al, sonra mescide
gel. Orada iki rek’at namaz kıl. Sonra; (Allahümme innî es’elüke ve eteveccehû
ileyke bi-nebiyyinâ Muhammedin nebiyyirrahmeti yâ Muhammed! innî eteveccehû
ileyke ilâ Rabbike feyakdî haceti) de ve hacetini söyle. Ben senin yanına
gelirim” dedi. O zât gitti ve amcamın dediği gibi yaptı. Sonra Osman bin
Affân’ın (radıyallahü anh) evine gitti. Hizmetçisi kapıyı açtı ve onu Osman bin
Affân’ın huzûruna aldı. Osman bin Affân o zâta; “Ne ihtiyâcın var?” dedi. O zât
da ihtiyâcını anlattı. Osman bin Affân da o zâtın bütün ihtiyâçlarını giderdi.
Ve ona; “Niçin bu zamana kadar, ihtiyâcın olduğunu söylemedin? Bir daha ne
ihtiyâcın varsa söyle” dedi...
Daha sonra o zât, Osman bin Affân’ın yanından ayrıldı. Yolda amcama
rastladı. Ona; “Allahü teâlâ seni hayırla mükâfatlandırsın. Sen ona
söyleyinceye kadar, o benim ihtiyâcımı gidermedi” deyince, amcam; “Vallahi ona
bir şey söylemedim. Fakat, Resûlullah efendimizin huzûrunda bulunuyordum.
O sırada Resûlullaha bir âmâ geldi ve gözünün görmediğini arz etti. Resûlullah,
ona sabretmesini bildirdi. O âmâ; “Yâ Resûlallah! Hiçbir faydam yok. Bu
durum bana ağır geldi” dedi. Resûlullah ona, gidip güzelce abdest almasını,
sonra iki rek’at namaz kılıp, öğrettiği duâ ile duâ yapmasını emretti. O zât,
Resûlullahın emrettiği gibi yaptı. Daha biz oradan ayrılmadan kısa bir süre
sonra, o zât yanımıza geldi. Onda, daha önce hiç âmâlık yokmuş gibi olduğunu
gördük.