İsrâ ve Mirâc mucizesi
05/02/2024 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Mi'râc hadîslerinde sevgili Peygamberimiz, “Yükseğe çıkarıldım” buyurduklarından, bu hâdise “mi'râc hâdisesi” diye anılmıştır
İslâm dîninde özel yerleri bulunan “Üç Aylar”ın 1.si, “Harâm
Aylar”ın 2.si, “Hicrî-Kamerî Sene”nin de 7. ayı olan, “mürecceb, mu’azzam,
muhterem, kıymetli” demek olan ve Âdem aleyhisselâmdan beri de
kıymetli olan “Recebü’l-ferd”deki çok kıymetli 2 geceden 2.si
olan “Mi’râc Gecesi”ni de inşâallah yarın idrâkle şerefleneceğiz.
Allahü teâlâ, aslında kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe
etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır.
İşte “bereketli, feyizli, hayırlı, faydası bol” demek
olan “mübârek” sıfatıyle sıfatlanan ve İslâm dîninde çok
kıymet verilen on geceden biri olan “Mi’râc Gecesi”, Recep ayının 27.
gecesidir ki, Sevgili Peygamberimizin “İsrâ” ve “Mi’râc” mu’cizesiyle
şereflendiği, Allahü teâlâ ile konuştuğu bir gecedir.
Peygamberimizin, Cebrâîl aleyhisselâmla birlikte, Mekke-i mükerremedeki
amcasının kızı olan Ümmü Hânî’nin evinden Mescid-i Harâma [yürüyerek], oradan
Kuds-i şerîfteki Mescid-i Aksâya [Burâk isimli bir hayvânla], oradan Sidre-i
Müntehâya [Mi’râc denilen bir vâsıtayla] ve oradan da [tek
başına Refref denilen başka bir vâsıtayla] bizlerin
bilemeyeceği yerlere olmak üzere 4 safhası bulunan bu
mu’cizesinin “İsrâ” kısmı, Kur’ân-ı kerîmde “İsrâ” sûre-i celîlesinin 1. âyet-i
kerîmesinde zikir buyurulduğu için, bu kısmı inkâr, İslâm âlimlerince küfür
sayılmıştır...
Sevgili Peygamberimiz, Allahü teâlâ tarafından vâkı’ olan da'vet üzerine
“melekût âlemini, kâinâtın hârikalarını seyir ve temâşâ için”, gecenin muayyen
bir sâatinde, Mekke'den Kudüs'e götürülmüş, oradan da göklere, bilinmeyen
yerlere yükseltilmiştir.
Sevgili Peygamberimizin Mescid-i harâm ve Mescid-i aksâ arasındaki
seyâhati, geceleyin vukû' bulduğu için, bu olaya, “gece
yolculuğu yaptırılması” ma'nâsında "İsrâ"
denilmiş, bu mübârek kelime, aynı olayı anlatan âyetle başlayan "İsrâ" sûresinin
de adı olmuştur.
“Mi'râc” ise “merdiven” ve “yükseğe çıkmak” gibi
ma'nâlara da gelmekle beraber, Resûl-i Ekrem Efendimizin, “varlık
ufuklarının üstüne, yüce makâmlara yükseltilmesi” demektir.
Nitekim mi'râc hadîslerinde sevgili Peygamberimiz, “Yükseğe
çıkarıldım” buyurduklarından, bu hâdise “mi'râc hâdisesi” diye
anılmıştır.
Bu “mu'cize”yi, zaman ve mekân mefhûmlarıyle açıklamak ve akıl
ile îzâh etmek mümkün değildir. İlâhî kudretin ve Peygamberlik mertebesinin ne
demek olduğunu idrâk edebilenler, bu hâdisede bir garîplik görmezler. Allah ve
Resûlüne inananlar, mu'cizelere de inanırlar. Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
“Receb ayında bir gece ve bir gün vardır ki, bir kimse o gece namaz kılsa,
ibâdete devâm eylese, gündüzünde de oruç tutsa, kendisine bir senenin bütün
günlerini oruç tutmuş, bütün gecelerini ibâdetle geçirmiş gibi sevâb verilir. O
gün, Recebin 27. günüdür.”