Namazın farz olduğunu inkâr edenlere...

30/07/2019 Salı Köşe yazarı R.A

Namaz, mukaddes dînimiz İslâmiyetin, îmândan sonra en mühim farzlarından birisidir. Bunun farz olduğunu kabul etmeyen, İslâmiyetten çıkar!..

 

 

Ne söylediğini bilmeyen ve sözüne hiç itibâr edilmeyecek birisi, eğer doğru ise, “Namaz kılmayanları, Allah yakmayacak. İçinizden geliyorsa, namaz kılmayın, korkmayın. İyilik yapıyorsan, namaz kılmasan da kurtulursun. Burada ben bir ölçü koyuyor ve herkesin anlayacağı dilde söylüyorum: Hangi dînden olursa olsun,  iyilik yapan herkes Cennete gidecek” demiş.

Namaz, mukaddes dînimiz İslâmiyetin, îmândan sonra en mühim farzlarından birisidir. Bunun farz olduğunu kabul etmeyen, İslâmiyetten çıkar, mürted, kâfir olur.

Şimdi buna cevap olarak, sâdece "el-Müddessir Sûresi"nden 10 âyet-i kerîmenin meâlini versek kâfî gelir. Aslında namazla ilgili onlarca âyet-i kerîme, yüzlerce hadîs-i şerîf ve binlerce fıkıh âliminin kıymetli sözleri vardır.

Allahü teâlâ, meâlen buyurmuştur ki:

"Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir. Ancak amel defterleri sağ taraflarından verilenler hariç. Onlar Cennetler içinde, suçluların durumlarını soruyorlar: 'Sizi Sekar'a [şu yakıcı ateşe] sokan nedir?' diye. Onlar şöyle cevap verirler: 'Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksula da yedirmezdik. Bâtıla dalanlarla birlikte biz de dalardık. Cezâ gününü de yalan sayardık. İşte böyle iken, ölüm bize gelip çattı.' Artık onlara şefâatçilerin şefâatı fayda vermez." [el-Müddessir, 38-48]

Sâdece İslâmiyetin emrettiği gibi imân edip bu imân ile ölenler, âhirette Cennete gideceklerdir. Cennet, Allahü teâlânın âhirette Müslümânları ebediyyen sayısız nimetlerle mükâfâtlandıracağı yerin adıdır. İmân etmeyenler ve imânsız olarak ölenler ise, Cehennemde ebediyen cezâlandırılacaklardır.

Bugün maalesef Yahûdi ve Hıristiyânlar gibi kitap ehli kâfirleri de, cennete sokmaya çalışanlar var; hâlbuki kâfirlerin cennete girmeleri şöyle dursun, uzaktan görmeleri ve kokusunu almaları bile mümkün değildir.

Şimdi, dînle ilgili olarak da bir âyet-i kerîme ve bir de hadîs-i kudsî meâli verelim:

Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde (meâlen) buyurmuştur ki:

"Kim, İslâm'dan başka bir dîn ararsa [İslâmiyet'ten başka bir dîne yönelirse], bilsin ki, kendisinden (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o, âhirette hüsrana uğrayanlardan [ziyan edenlerden, zarar edenlerden, kaybedenlerden] olacaktır." [Âl-i İmrân, 85]

“Size gönderdiğim İslâm dîninden râzıyım (yani bu dîni kabul edenlerden, bu dînin emir ve yasaklarına tâbi olanlardan râzı olurum; onları severim). Bu dînde olmak, ancak cömertlikle ve iyi huylu olmakla tamam olur. Dîninizin tamam olduğunu, her gün, bu ikisi ile belli ediniz.” (Hadîs-i kudsî-Taberânî)