Gandi dönemi ve İngilizler...
30/11/2022 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
İslam Düşmanları -10-
Mahatma Gandi,
Hindistan'ın ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideridir.
Tahsîlini İngiltere'de yaparak, Hindistan'a dönmüştür.
Hıristiyanlaştırılmış bir Hindlinin, hattâ Porbandar şehrinin
başpapazının oğudur. 1893'te, Hindistan'daki
bir İngiliz şirketi, onu Güney Afrika'ya gönderdi. Oradaki Hindlilerin ne kadar
ağır şartlar altında çalıştıklarını, ne kadar fena muâmele gördüklerini
müşâhede edince, İngilizlerle mücâdeleye başladı. İngilizler tarafından
yetiştirilmiş, hattâ Hıristiyanlaştırılmış bir kimsenin oğlu olduğu hâlde,
İngiliz zulmüne, vahşetine dayanamadı. İlk şöhretine de, burada kavuşmuştu...
İngilizlerin bütün İslâm âleminde takip ettikleri siyâsetin
temeli ve aslı şu üç kelimedir: (Parçala, hâkim ol ve dinlerini imhâ
et!) Bu siyâsetin îcâb ettirdiği hiçbir şeyi yapmaktan
çekinmemişlerdir. Hindistan'da da ilk işleri, kendilerine hizmet edecek
kimseler bulmak oldu. Bu kimseleri kullanmak sûreti ile fitne ateşini yavaş
yavaş yaktılar. Bunun için, Müslümanların hâkimiyetinde yaşayan Hindûları
kullandılar. Müslümanların adâleti altında yaşayan Hindûlara, Hindistan'ın
hakîki sâhiplerinin Hindûlar olduğunu, Müslümânların Hindû tanrılarını kurban
ettiğini, buna mâni olmak lâzım geldiğini telkîn ettiler. Hindûları kendi
saflarına geçirdiler. Onlardan paralı askerler istihdâm ettiler. Böylece, Kraliçe
Elizabeth'in emrettiği ordu kurmak işi teşekkül ederken, Hindû
cehâleti ile İngiliz İslâm düşmanlığı ve para hırsı da birleştirilmiş oluyordu.
Müslüman vâlilerle Hindû mihrâcelerin araları açılarak harpler çıkarıldı.
Müslümanlar içerisinde zayıf itikâdlı kimseler satın alındı. Kendisi birkaç
kere kral nâibi ve (Hindistân teşkîlâtı) âzâsı
olan meşhûr İngiliz (Sir John Strachey) Müslümân-Hindû
düşmanlığı husûsunda diyor ki:
"Hâkim
olmak ve tefrîka sokmak için, yapılacak her şey, hükûmetimizin siyasetine
uygundur. Hindistan'daki siyâsetimizin en büyük yardımcısı, burada yan yana iki
düşmanın bulunmasıdır."
Bu düşmanlığı büyüten İngilizler, 1750 senesinden 1870 senesine
kadar, devamlı Hindûları desteklediler ve onlarla berâber büyük Müslümân
katliâmları yaptılar. 1858 senesinde
başlayan Müslümân-Hindû çarpışmaları büyüyerek devâm etti. Hindûları
Müslümanların üzerine saldırtır, sonra da oturur neşe ile seyrederlerdi...
İngilizler, 1990 senesinde de,
Sırpları Bosna'da Müslümanlar üzerine saldırttılar. Sokaklarda Müslümân
çocukların, kızların, kanları akarken, İngilizler neşe ile, kahkaha ile
seyrediyorlardı...
Hindistan'da hiçbir sene geçmemiştir ki, inek kurban etmek
sebebi ile kanlı olaylar ve yüzlerce, binlerce Müslümânın öldüğü fitneler zuhûr
etmiş olmasın. Bu fitneyi körüklemek için, Müslümanlar arasında bir taraftan
inek kesmenin 7 tâne koyun
kesmekten dahâ efdal olduğunu yaydılar. Diğer taraftan da, Hindûlar arasına,
inek tanrılarını ölümden kurtarmanın çok sevap olduğunu yaydılar. Bu fitneleri
Hindistan'dan çekildikden sonra da devam etmiştir...