İslâmın ilk ezanı nasıl okundu?

01/01/2020 Çarşamba Köşe yazarı H.Y

Bilâl Habeşî hazretlerinin rüyasında gökten iki kişi inip abdest aldılar. Biri ezân okudu ve kamet getirdi ve biri de imâm oldu...

 

 

Dinde tahrif hareketleri -20-

Ezân, İslâm dîninin doğuşunda yoktu. Eshâb-ı güzîn efendilerimiz, “Yâ Resûlallah! Namaz vakitlerini bize bildirmek için bir şey olsa” dediler. O gece Eshâb-ı kiramdan Bilâl Habeşî “radıyallahü  anh” rüyasında gördü ki, gökten iki kişi inip abdest aldılar. Biri ezân okudu ve kamet getirdi ve biri de imâm oldu. Namaz kıldılar. Ondan sonra da, göklere doğru yükselip gittiler. Bu rüyâyı gelip Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” söyledi. Resûl-i ekrem de, Eshâb-ı kirâm toplu bir hâlde iken, bu rüyayı nakleylediler ve buyurdular ki: (O gördüğün melek ne dedi?) Bilâl “radıyallahü teâlâ anh” cevaben, (O melek, iki elini kulağına koyup Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber, eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü enne Muhammeden resûlullah, eşhedü enne Muhammeden resûlullah, hayyealessalâh, hayyealessalâh, hayyealelfelâh, hayyealelfelâh, Allahü ekber, Allahü ekber, lâ ilâhe illallah) dedi. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” de (Ben de, bu gece rüyamda böyle gördüm) dedi. Eshâbdan bu rüyayı görüp haber verenler oldu. Resûl-i ekrem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (O gördüğünüz kardeşim Cebrâîldir. Namazın vakitlerini öğretti. Diğeri de, Mikâîldir. İmâm olup namaz kıldılar.)

Ezânın, insan sesinden fazla sesle okunması lâzım olsaydı, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bunun çâresini emrederdi. Çünkü, dinde lâzım olan her şeyi bildirmesi, yaptırması vazifesi idi. Namaz vakitlerinin geldiğini, Hristiyanlar gibi çan çalarak veya Yahûdiler gibi boru öttürerek uzaklara duyuralım diyenler oldu. Kabul etmedi. (Biz böyle yapmayız. Yüksek yere çıkıp ezân okuyunuz!) buyurdu. Böylece, insan sesinin varamayacağı yerlere tek bir ezân sesinin ulaştırılmasına lüzum olmadığı anlaşıldı.

İslâmın hiçbir döneminde,  gramofon, teyp, radyo ve hoparlör gibi aletlerle Kur’ân-ı kerîm ve ezân, okunmamış ve namaz kılınmamıştır. Çünkü böyle okunan ezânı ve Kur’ân-ı kerîmi işitenler, bunlara benzeyen başka sesi işitmiş olurlar. Cemâat ile namaz kılarken, imam efendiyi veya imamı görerek, yahut sesini işiterek kılanı görmeyenlerin veya imamın yahut müezzinin sesini işitmeyenlerin, yalnız radyonun, hoparlörün sesine uyarak kıldıkları namaz sahîh olmaz. Çünkü bunlardan işitilen ses, imâmın, müezzinin kendi sesleri değildir. Elektrik, mıknatıs hareketi ile titreyen maden levhasının hâsıl ettiği sestir. İmamın, müezzinin seslerine uymayıp, başka sese tâbi olanın ve imamdan başkasının okuduğu Fâtihaya (âmîn) diyenin namazı sahîh olmaz. Çünkü Resûlullah Efendimiz, (Benden gördüğünüz gibi namaz kılınız!) ve (İbâdetleri, bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir) buyurmuşlardır.