“Haydi ibâdet edenler kalksın!..”
01/03/2022 Salı Köşe yazarı V.T
"Gece ibâdetle
meşgûl olanın, gözleri uykusuzluktan sönük, fakat kalbi sevinçlidir.”
Zileli Abdurrahmân
Efendi, Anadolu velîlerindendir. Tokat-Zile’de doğdu. Tahsîl ve terbiyesini
Zile'deki âlimlerden aldıktan sonra Kastamonu'ya gelerek Şeyh Şâbân-ı Velî
tekkesinde Mustafa Çelebi Efendiye intisab ederek evliyâlık yolunda ilerledi.
Mustafa Çelebi'nin vefâtı üzerine Şâbân-ı Velî tekkesinde irşâd makâmına
oturdu. 1673 (H.1083) senesinde orada vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Süfyân bin Uyeyne
buyurdu ki:
-Bize şu haber ulaştı:
Gecenin evveli olunca, semâdan bir münâdî şöyle seslenir. “Haydi ibâdet edenler
kalksın!” O zaman âbidler kalkar, Allahü teâlânın dilediği kadar namaz
kılarlar. Sonra yine bir münâdî; “Allahü teâlâdan af ve mağfiret isteyenler
nerede?” diye seslenir. Onlar da Allahü teâlâdan af ve mağfiret istemek için
duâ ederler. Fecir doğduğu zaman, yine bir münâdî; “Haydi gâfiller kalksın!”
der. Onlar da yataklarından, ölülerin kabirlerinden tembel olarak kalkması gibi
kalkarlar. Gece ibâdetle meşgûl olanın, gözleri uykusuzluktan sönük, fakat
kalbi sevinçlidir.”
Lokman Hakîm buyurdu
ki: “Üç kimse, üç yerde bilinir. Hilm sahibi kimse kızgınlık zamanında,
kahraman harbde, arkadaş ve gerçek dost ihtiyâç zamanında.”
Muhammed bin Selâm
şöyle buyurdu: “Seninle dostluğu ihtiyâç zamanında olan kimseyi, kendine
arkadaş ve dost edinme. Çünkü, onun sana olan ihtiyâcı bitince, dostluk ve
arkadaşlığı da biter.”
Ebüdderdâ (radıyallahü
anh) buyurdu ki: “Üç şey beni güldürdü. Üç şey de ağlattı. Beni güldüren üç şey
şunlardır: 1-Ölüm kendisini isteyen kimsenin, dünyâda uzun emel sahibi olması,
2- Akıllı olup da, kendisinden akla uygun işlerin sâdır olmadığı kimse, 3-
Rabbinin kendisinden râzı olup olmadığını bilmediği hâlde gülen kimse.”
Süfyân-ı Sevrî şöyle
anlattı:
-Lokman Hakîm’e;
“Hangi ameline daha çok güveniyorsun?” diye sorulunca; “Mâlâya’nîyi
(faydası olmayan şeyleri) terk etmeme” cevâbını verdi.”
Muhammed bin Selâm
anlatır:
-İlim ehlinden birisi
buyurdu ki: “Sana fayda vereceğini bildiğin yerde yalanı terk et. Çünkü
yalan, senin için zararlıdır. Sana zarar vereceğini bildiğin yerde ise, doğruluğa
yapış, zira o sana fayda verir.”
İbrâhim bin Edhem hazretleri buyurdu ki: “Zühd üç çeşittir, 1- Farz olan zühd, haramlardan sakınmaktır. 2- Fazilet olan zühd, helâl olan şeylerden zarûret miktarı kullanmaktır. 3- Selâmet olan zühd ise, şüphelilerden sakınmaktır.”