İnsanın îmanını bozan din hırsızları!..
03/12/2021 Cuma Köşe yazarı V.T
Kendine şeyh, mürşid
deyip de, şeriate uymayan sözler söyleyen, din adamı değildir.
Hayreddin Tokadî
hazretleri Halvetî şeyhlerindendir. Bolu’da Konrapa’da doğdu. Bursa’da
müderrislik yaptığı sırada Halvetî Şeyhi Kasım Çelebi’ye, sonra Sünbül Sinan Efendi
ile birlikte Çelebi Halîfe diye bilinen Cemâl-i Halvetî’ye intisab etti. İcazet
verilerek Bolu’ya gönderildi. 937 (m. 1530)’da Bolu’da vefat etti.
Sohbetlerinde buyurdu ki:
Kendine şeyh, mürşid
deyip de, şeriate uymayan sözler söyleyerek, Müslümanların îmanını bozanlar,
din adamı değildir. Din hırsızlarıdır. Kâfirdirler. Bunların yanına
yaklaşmamalıdır. Bunlarla konuşmak, kitaplarını okumak, insanın îmanını bozar.
Ebedî felakete sürükler. Bunlardan ve bunların kitaplarını okumaktan arslandan
kaçar gibi kaçmalıdır. Bunlara aldanmış olanın, hemen tövbe etmesi lâzımdır.
Tövbe kapısı açıktır. Son nefese kadar tevbeler kabûl edilir.
(Lâ ilâhe illallah)
derken, kâfirlerin putlarına ilâh demelerini reddetmeyi düşünmelidir.
Kâfirlerin ilâh demeleri, putları mâbut bilmek, ibâdet etmek manasınadır.
Yaratıcı ve varlığı lâzım manasına değildir. Yâni, kâfirlerin çoğu ibâdette
müşriktirler. Müslüman olmak için (Muhammedün resûlullah) demek de lâzımdır.
İnsân bunu da söylemedikçe, îman etmiş olmaz. Îmanın kâmil olması için, nefsin
arzularını da reddetmek lâzımdır. (Lâ ilâhe) deyince, bu arzular da
reddedilmektedir.
(Câsiye) sûresinin
yirmiüçüncü âyetinde meâlen, (Nefsinin arzularını ilâh edinen kimseyi gördün
mü?) buyuruldu. Ehl-i sünnet âlimleri, insanın maksûdu, yâni hep arzu ettiği
şeyler, onun mâbudu olur buyurdular. (Lâ ilâhe) demekle, bu arzular
reddedilmektedir. İnsan bu kelime-i tevhîdi çok söyleyince, nefsin arzularından
ve şeytanın vesveselerinden kurtulup, yalnız Allahü teâlânın kulu olduğunu
bildirir. Allahü teâlânın ismini çok söylemek, insanı Allahü teâlâya
yaklaştırır. Yâni karşılıklı muhabbeti arttırır. İnsan fânî olur. Yâni kalbinde
Allahtan başka hiçbir şeyin sevgisi kalmaz. Kelime-i tevhîdi çok söylemek ise,
mahlûklara bağlılığı büsbütün keser. Allahü teâlâ ile kul arasında bulunan
perdelerin hepsi kalkar.
Ebû İshak Kâzrûnî, Peygamberimizi rüyâda görüp, tevhîd nedir, diye sordu. Cevabında, "Allah deyince, kalbine, hâtırına ve hayâline gelen şeylerin hiçbirinin Allah olmadığını bilmektir" buyurdu.
