"Hey Abdullah! Başın nerede?.."
03/12/2021 Cuma Köşe yazarı A.U
Abdülvehhâb Sancaktârî Anadolu
evliyâsındandır.
Ona Abdullah derlerdi
o yerde.
Kabr-i şerîfi
İznik'tedir.
İslâm orduları İznik'i
kuşattığında, o sancaktardı.
Sancağı o taşıyordu.
Kahramanca
savaşıyordu.
Çok düşman askeri
öldürdü!
Bir ara düşman
askerleriyle fenâ hâlde sarıldı etrâfı.
Kâfirler, dört bir
yandan ok yağmuruna tuttular bu zâtı!
Vücûduna onlarca ok
saplandı.
Her yerinden kan
fışkırıyordu!
O ise savaşa devam
ediyordu.
Derken bir kılıç
darbesi aldı.
Ve bu kılıçla başı
kesildi!
Ama hayret!
O, savaşı bırakmadı
yine.
Hâlbuki başı
kesilmişti.
O ise hâlâ
savaşıyordu.
Derken seslendi bir
arkadaşı:
“Hey Abdullah başın
nerede?”
O, bu sesi duydu.
Eğilip, aldı başını
yerden.
Koltuğuna sıkıştırdı.
Ve tırmandı tepeye.
Zirveye varınca,
serildi toprağa!
Kesik başı koltuğunun
altındaydı!
Kanlı elbisesiyle
defnedildi o yere!
Zîrâ şehitler
yıkanmaz.
Şehitler kefenlenmez.
Şehîdin kefeni, kendi
elbisesidir.
Elbisesiyle
defnedilir.
O da öyle oldu.
Kanlı elbisesiyle
defnedildi
Ne büyük şeref!...