"Sen kırk senedir namaz kılmamışsın"
01/09/2020 Salı Köşe yazarı V.T
Din kardeşlerinin namazlarını tam kılmalarına yardım etmelidir.
Efdalzâde Hamîdüddin Efendi 7. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. Bursa'da doğdu. İlk
tahsilinden sonra Molla Yegân'a talebe oldu. Sonra Bursa ve İstanbul'da
müderrisliğe, Sultan II. Bayezid zamanında şeyhülislâmlığa getirildi. 908 (m.
1503)’de vefat etti. Şöyle buyurdu:
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (En büyük hırsız, kendi
namazından çalan kimsedir) buyurdu. Yâ Resûlallah! Bir kimse, kendi namazından
nasıl çalar? diye sordular. (Namazın rükü’unu ve secdelerini tam yapmamakla)
buyurdu. Bir defa da buyurdu ki: (Rükûda ve secdelerde, belini yerine
yerleştirip biraz durmayan kimsenin namazını Allahü teâlâ kabûl etmez).
Peygamberimiz bir kimseyi namaz kılarken, rükü’unu ve secdelerini tam
yapmadığını görüp, (Sen namazlarını böyle kıldığın için, Muhammedin “aleyhissalâtü
vesselâm” dîninden başka bir dinde olarak ölmekten korkmuyor musun?) buyurdu.
Yine buyurdu ki: (Sizlerden biriniz, namaz kılarken, rükûdan sonra tam
kalkıp, dik durmadıkça ve ayakta, her uzuv yerine yerleşip durmadıkça namazı
tamam olmaz.) Bir kere de buyurdu ki: (İki secde arasında dik
oturmadıkça, namazınız tamam olmaz.)
Bir gün Peygamberimiz birini namaz kılarken, namazın ahkâm ve erkânına
riâyet etmediğini, rükûdan kalkınca, dikilip durmadığını ve iki secde arasında
oturmadığını görüp, buyurdu ki: (Eğer namazlarını böyle kılarak ölürsen,
kıyâmet günü, sana benim ümmetimden demezler.)
Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” buyurdu ki: (Altmış sene, bütün
namazlarını kılıp da, hiçbir namazı kabul olmayan kimse, rükû ve secdelerini
tam yapmayan kimsedir.)
Zeyd ibni Vehb “rahmetullahi teâlâ aleyh” birini namaz kılarken rükû ve
secdelerini tam yapmadığını gördü. Yanına çağırıp, ne kadar zamandır böyle
namaz kılıyorsun, dedi. Kırk sene deyince, sen kırk senedir namaz kılmamışsın.
Ölürsen Muhammed Resûlullahın sünneti [yanî dîni] üzere ölmezsin, dedi. O
hâlde, namazları tam kılmaya çalışmalı, tadîl-i erkânı yapmalı, rükû’u,
secdeleri, (Kavme)yi [yanî rükûdan kalkıp dikilmeyi] ve (Celse)yi [yanî, iki
secde arasında oturmayı] iyi yapmalıdır. Başkalarının da kusûrlarını görünce
söylemelidir. Din kardeşlerinin namazlarını tam kılmalarına yardım etmelidir.
Tumânînet [yani uzuvların hareket etmemesi] ve tadîl-i erkânın [Bir kerre sübhânallah diyecek kadar hareketsiz durmak] yapılmasına çığır açmalıdır. Müslümânların çoğu, bunları yapmak şerefinden mahrûm kalıyor.