Kurbanlık hayvan satın alınırken
02/06/2024 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sual: Kurbanlık hayvanları satın alırken, kurban etmeye diye niyet etmek gerekir mi yoksa kesim yerinde hayvan kesilirken mi niyet etmelidir?
Cevap: Bir kimse
kurbanlık hayvanı satın alınırken; “Bayram günü kesmesi vacip olan kurbanımı
almaya” diye niyet etmelidir. Bunu keserken, tekrar niyet etmek şart değildir.
Bir kimsenin kurban etmek için aldığı hayvanı kurban etmesi de şart değildir.
Fakat, daha sonra aldığı ve keseceği hayvanın kıymeti, ilk satın aldığı
hayvandan az olmamalıdır. Kurbanlık hayvanı satın alırken, hiç niyet edilmese
de olur. Fakat, satın aldığı bu hayvanı keserken veya kesecek olanı vekil
ederken niyet etmelidir.
Sual: Kurbanı kendi kesmeyip de, bir hayır kurumuna
veya bir vakfa vererek kestirmek isteyen bir kimse, nasıl hareket etmeli,
nelere dikkat etmelidir?
Cevap: Kurbanını bir
hayır cemiyetine, kurumuna vermek isteyen kimse, kurbanını veya parasını
götürüp, o kurumdaki bu işle vazifeli kişiye teslim ederken; “Allah rızası
için, bayram veya nezir, adak kurbanımı kesmeye ve dilediğine kestirmeye, etini
ve derisini dilediğine vermeye seni vekil ettim” demelidir. O kurumdaki
vazifeli kimse de, vekil olduğu şahıs için satın alacağı kurbana bir numara
verir, bu numarayı ve kurban sahibinin ismini deftere yazar. Kesilirken,
sahiplerinin ismini söyleyerek kurbanı kesecek olanları vekil eder. Etleri
dilediği kimselere ve derileri de bir fakir vazifeliye verir. Bu fakir,
derilerin kıymeti ile, nisap miktarına malik olmadan evvel, elindekileri
toptan, dilediğine hediye eder. Bu da satar. Paraları arzu edilen yere verilir.
Fakirin, kendisine verilen derileri satması veya hediye etmesi de caizdir.
Sual: Bir kimse, hiç izin, vekalet almadan kendi
kendine, başkası adına hac yapabilir mi ve adına hac yapılan o şahıs hac
borcundan kurtulmuş olur mu?
Cevap: İzin, vekalet almadan, kendi kendine vekil olup
hac eden kimsenin yaptığı hac, kendinin olur. Yani kendinin hac borcu varsa,
ödenmiş olur. Yaptığı bu haccın sevabını, izinsiz vekil olduğu kimseye
bağışlayabilir. Zaten her Müslüman, her ibadetinin sevabını ölü veya diri, her
Müslümana hediye edebilir. Fakat yaptığı haccın savabını bağışladığı kimse, hac
yapmış olmaz ve hac borcundan kurtulmaz.