İslâmiyeti yok etmek isteyenler!..
05/09/2019 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
"Müslümanlık, yavaş yavaş bozularak, bunların istedikleri,
planladıkları şekle dönüyor."
Sual: İslâmiyeti yok etmek isteyenler, hangi kılıkla İslâmiyete
saldırmaktadır?
Cevap: İslâm nimetlerinin elden çıkmasına sebep olanlar iki kısımdır:
Birincileri, düşmanlıklarını açıklayan kâfirler olup, bunlar silahlı
kuvvetleri, propaganda vasıtaları ile İslâmiyeti yıkmaya uğraşıyorlar.
Müslümanlar, bunları biliyor ve onlardan üstün olmaya çalışıyor.
İkinci kısımdakiler, kendilerine Müslüman ismini verip, din adamı
tanıttırıp, Müslümanlığı, kendi akılları ile, keyiflerine uygun bir şekle
çevirmeye uğraşıyor, Müslümanlık ismi altında, uydurma bir din kurmak
istiyorlar. Hile ve yalanlarla, Müslümanları aldatmaya çalışıyorlar.
Müslümanların çoğu bunları, bazı sözlerinden ve İslâmiyeti yıkıcı
davranışlarından seziyor ise de, çok kurnaz idare edildikleri için, birçok
sözleri revaç bulup, Müslümanlar arasında yerleşiyor. Müslümanlık, yavaş yavaş
bozularak, bunların istedikleri, planladıkları şekle dönüyor.
Bazıları da; “Bu asırda yaşayabilmemiz için, milletçe batılılaşmalıyız”
diyor. Bu sözün iki manası vardır:
Birincisi, garplıların fende, sanatta bulduklarını öğrenmek, yapmak,
bunlardan istifadeye çalışmaktır ki, bunu İslâmiyet, zaten emretmektedir. Fen
bilgilerini öğrenmenin farz-ı kifaye olduğu, kitaplarda bildirilmiştir.
Resûlullah efendimiz;
(Hikmet yani fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa
alsın!) buyurmuştur. Fakat bu, garba, batıya uymak değil, ilmi, fenni onlarda
bile arayıp almak ve onların üstünde olmaya çalışmaktır.
İkinci manada garblılaşmak ise, ecdadımızın doğru ve mukaddes yolunu bırakıp,
batının bütün âdetlerini, ahlaksızlıklarını, dinsizliklerini ve putlarını alıp,
camileri kilise ve eski sanat eseri şekline sokmak, Müslümanlığa şark dini,
gerilik dini, Kur’ân-ı kerime çöl kanunu, puta tapmaya, ibadete müzik
karıştırmaya batı dini, modern ve medeni din demek ve İslâmiyeti bırakıp,
Hıristiyanlığa, musiki aletleri ile ibadete dönmeye, Dinde reform ismini
vermektir.
Herkes şunu bilmelidir ki, bu milletin damarlarında dolaşan asil kan, ne
bugün, ne de onların ümitle bekledikleri günlerde, bu manada asla
garplılaşmayacak ve dinsiz olmayacak, zındıkların yalanlarına aldanmayacaktır.
Ecdadının mukaddesatını ayaklar altında çiğnetmeyecektir!