En son ve en mükemmel din
02/06/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
Bir Hintli diyor ki: “Müslümanlık ve Hıristiyanlık ismindeki
kitabı okuyunca, hakiki dinin İslâmiyet olduğunu anladım ve Müslüman oldum...”
İslam dini, en son ve en mükemmel dindir. Bu da gayet
tabiidir. Çünkü İslam dini, şimdiye kadar gelip geçmiş bütün dinlerin
maruz kaldıkları tahriflerden [değiştirmelerden] mahfuz [korunmuş] bir dindir.
Onun için İslam dini, en son, en doğru, en mükemmel ve Allahü teâlânın rızasına
tam uygun olan dindir...
Bütün gençliği Avrupa’da Hristiyanlar arasında
geçmiş kültürlü bir kimse olan Doktor Nûri Refet Korur şöyle der:
"Babam ve anamdan Müslüman olarak dünyaya geldim.
Hayatım Avrupa’da geçti. Orada, elimde fırsat bulunduğu için, bütün dinleri
araştırmak ve birbirleriyle karşılaştırmak için bol zaman buldum. Yaptığım
bütün araştırmalar, karşılaştırmalar, Hristiyanlarla yaptığım tartışmalar,
İslâm dininin dünyada bulunan bütün dinlerin üstünde, hiç tahrif edilmemiş
hakiki din olduğunu o kadar açık bir surette meydana çıkardı ki, İslamiyet’e
bütün kalbimle bağlandım."
Ne yazık ki, bugün bile, Batı âleminde İslamiyet
ve Müslümanlar hakkında çeşitli ithamlarda ve iftiralarda bulunan
Hristiyanlar vardır. Hıristiyan çocuklarına, İslamiyet ve Müslümanlar aleyhine
papazlar tarafından yanlış bilgiler verilmekte, zihinleri çelinmektedir. Bir
yandan da, İslam dininde medeniyete uygun olmayan birçok hususlar bulunduğunu
ileri sürmektedirler. Hâlbuki, bugünkü medeniyete en uygun olan din, İslam
dinidir. Fen bilgileri, İslam dininin öğrenilmesini emrettiği bilgilerdendir.
Hiç böyle bir dinde, medeniyete uygun olmayan bir şey olur mu?
İstanbul’da Hakikat Kitabevi’nin
yayınladığı "Herkese Lazım Olan İman" kitabının
(Müslümanlık ve Hıristiyanlık) kısmında, Batı âleminde Müslümanlara atılan
iftiralar ve yanlış fikirler incelenmiş ve bunlara lüzumlu cevaplar
verilmiştir. Bu kısım ayrıca, İngilizce, Fransızca ve Almancaya tercüme
edilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Kitaplar dünyaya dağıtılınca, tesirini
hemen göstermiş, Hindistan’dan alınan bir mektupta, Hristiyan dininde bulunan
bir Hintli, “Müslümanlık ve Hıristiyanlık ismindeki kitabı okuyunca,
hakiki dinin İslâm dini olduğunu anladım ve Müslüman olmaya karar verdim” diye
yazmıştır. Afrikalı gençlerden de böyle çok mektuplar gelmektedir. İslam dinini
tetkik etmek imkânını bulan herkes, bu dinin câzibesine kapılmaktadır.
Müslüman olan bu kimseler yanında, kendileri Müslüman
olmadıkları hâlde Allahü teâlâya inanan ve Müslümanlığa hayran olan birçok
meşhur ilim, fen ve devlet adamları da vardır...
Müslüman doğan ve hayatı Müslümanlar
arasında geçen bir kimse, İslam dininin niçin diğer dinlerden üstün
olduğunun ve onun yüksek meziyetlerinin belki farkına varmamış olabilir. Fakat,
başka bir din taşırken islâmiyyeti inceleyen bir kimse, aradaki farkı çok iyi
görür, anlar ve takdir eder. Bunlardan Müslüman olan birçok meşhur ilim fen ve
devlet adamlarının İslamiyetin üstünlüğü ile ilgili sözlerini, yine Müslüman
olmadıkları hâlde İslam dinine hayranlıklarını ifade kimselerin beyanlarını
okuyunca, dinimizin kıymetini daha iyi anlıyor ve Müslüman
olduğumuz için, böyle bir nimeti bize ihsan ettiği için Allahü teâlâya
hamdediyor, dinimizin emirlerine daha çok uyma gayreti içinde oluyoruz.