Kaza ederken tertibe riayet etmek farzdır!
03/08/2020 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Sabah namazına uyanamayan, hutbe okunurken bile hatırlarsa, hemen bunu kaza
etmelidir.
Şemsüddîn İbn-i Kudame hazretleri Hanbelî fıkıh âlimidir. 597'de (m. 1200)
Şam’da doğdu. Orada ve Medine'de fıkıh ilmi tahsil ederek pek çok âlimden
icazet aldı. 682 (m. 1283)’de vefat etti. Buyurdu ki:
Bir günlük beş vakit farz namazla vitri kılarken ve kaza ederken tertibe
riayet etmek, yani sıralarını gözetmek farzdır. Sabah namazına uyanamayan,
hutbe okunurken bile hatırlarsa, hemen bunu kaza etmelidir. Bir namazı
kılmadıkça ve bunu kaza etmedikçe, bundan sonraki beş vakit namazı kılmak caiz
olmaz. Hadis-i şerifte, (Bir namazı uykuda geçiren veya unutan kimse,
sonraki namazı cemaatle kılarken hatırlarsa, imamla namazı bitirip, sonra
önceki namazını kaza etsin! Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın!) buyuruldu.
[Mesela öğle namazını kılmayı unutup ikindi vakti girse, tertip sahibi
kimsenin, önce öğleyi kaza etmesi gerekir. Uyuyup öğle namazını kaçıran kimse
de, önce öğleyi kaza ettikten sonra ikindiyi kılar.]
Sabah namazına başlamadan veya namaz arasındayken, vitri kılmadığını
hatırlayan kimse, vitri kaza etmeden sabah namazını kılsa, kabul olmaz. Güneş
doğmasına, yalnız vitri kaza edecek kadar zaman kalmışsa, ancak bu hâlde
sabah namazı kabul olur. Demek ki, bir namaz vaktinin sonunda, kazayı da
kılacak kadar zaman kalmazsa, kazayı önce kılmak lüzumu affolur.
Vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman
olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar. Vaktin namazına
başlarken veya namaz içindeyken, kazası olduğunu unutursa, namazdan sonra
hatırlasa da, kıldığı namazı kabul olur, çünkü unutmak özürdür. [Mesela sabah
namazını kılarken vitri kılmadığını unutsa, namaz kıldıktan sonra hatırlasa
bile sabah namazı sahih olur. Eğer namaz içindeyken hatırlarsa, o namaz sahih
olmaz. Önce vitri kılması gerekir. Bir başka örnek: Sabahı kılmadığını
hatırladığı hâlde öğleyi kılarsa öğle sahih olmaz, fakat sabahı kılmadığını
unutarak öğleyi kılarsa sahih olur. Unutmak özür oluyor.]
Kazaya kalan namaz sayısının altı olması da, sırayla kılmayı affettiren bir özürdür. Kılmadığı veya kılıp da kabul olmayan farz namazı sayısı altı olan bir kimse, tertip sahibi olmaz. Kaza namazlarının birbiri arasında ve bunlarla vakit namazları arasında sırayı gözetmesi lazım olmaz. Mesela bir farzı kılmayan kimse, bunu hatırladığı hâlde, beş tane vakit namazı kılsa, bu beşi kabul olmayacağı için, kılınmamış namaz sayısı altı olur. Vitir namazı, burada hesaba katılmaz. Eskiden kazaya kalmış farzlar da hesaba katılır.