"Şu kutuyu size emânet ediyorum..."
10/07/2023 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Ankaralı, temiz kalpli bir genç askere çağrılmıştı.
Yetîm ve öksüzdü.
Az mîras kalmıştı babasından.
Birkaç bilezik, birkaç da atın.
Bir kutu içine koydu onları.
Ve Hacı Bayrâm-ı Velî hazretlerinin türbesine gitti.
"Yâ
Hacı Bayrâm-ı Velî hazretleri! Ben askere gidiyorum. Şu kutuyu size emânet
ediyorum. Dönüşte alırım" dedi.
Sonra çıktı türbeden.
Ve askere gitti hemen.
Üç sene sonra askerliği bitti.
Köyüne gelip koştu türbeye.
Gördü ki, kutu yerinde duruyor.
Yaşlı türbedâra yaklaşıp;
“Efendi baba, şu kutuyu yıllar önce şuraya ben koymuştum. Şimdi
izninizle alacağım” dedi.
Türbedâr ona dönüp;
“Al
alabilirsen” dedi.
“Niçin böyle dersin amca?”
İhtiyâr türbedâr;
“Çünkü ben
o kutuyu birkaç defâ alıp daha emîn bir yere koymak istedim, ama ne kadar
uğraştımsa da oynatamadım yerinden. Sonra (bu işte
bir hikmet var) deyip, bir daha da elimi sürmedim” dedi.
Genç, uzattı elini.
Koyduğu yerden aldı o emâneti.
Ve huzûr içinde evine gitti.