Evliyânın sohbetinde öyle bir tesir olur ki!
11/07/2023 Salı Köşe yazarı V.T
"Gerçek velî kendini hiçbir
kimseden üstün görmez ve aslâ medhetmez. Sohbetinde bulunanlar gafletten
kurtulurlar..."
Dost Muhammed Kandehârî hazretleri, Hindistan'ın meşhûr
velîlerindendir. 1867 (H. 1284) senesinde vefât etti. Nakşibendiyye
büyüklerinden Ahmed Saîd-i Serhendî hazretlerinin talebesidir. Onun sohbetinde
yüksek derecelere kavuştu. Molla Mîr Vâiz Sâhib Ahmedzâde'ye yazdığı bir
mektupta şöyle buyurdu:
"Ey kardeşim biliniz ki gerçek evliyâ ile evliyâlık iddiâsında bulunan
sahte kimseler arasındaki fark şöyle isbat olunur. Gerçek evliyânın birinci
alâmeti Ehl-i sünnet vel cemâat îtikâdında olması ve bunda derinleşmesidir. Şaz
olan yâni meşhur olmayan rivâyetlerle amel etmemesidir... İkinci alâmeti ise,
dört hak mezhebin yâni Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheblerinden birinin
fıkıh kitaplarına uygun amel etmesidir. Öyle ki farz, vâcip, sünnet, müstehab
ve mendublardan hiçbirini kaçırmaması bu hususta hatâsı ve noksanı bulunmaması
lâzımdır. Çünkü zâhirin bunlarla düzeltilmesi, ziynetlenmesi bâtının da
düzeltilip ziynetlenmesine vesîle olur... Üçüncü alâmet olarak da tasavvuf ehli
olanın tövbe, zühd, tevekkül, kanâat, uzlet (yâni dîni, ahlâkı bozan
kimselerden ve şeylerden sakınmak), zikir teveccüh, sabır, murâkabe ve rızâyı
elde etmesidir...
Yine evliyânın sohbetinde öyle bir tesir olur ki, dünyâ sevgisi
ve dünyâya düşkün olanların sevgisi onun sohbetinde bulunanların kalbinden
çıkar. Kalbinde bunlara karşı soğukluk hâsıl olur. Sohbetinde bulunanlar
gafletten kurtulurlar. Gerçek velî kendini hiçbir kimseden üstün görmez ve aslâ
medhetmez. Ahlâk-ı hamîdiye ve beğenilen vasıflara sâhib olur. Tevâzu, ilim,
tahammül, sabır, mürüvvet, fütüvvet, cömertlik, güler yüzlülük, güzel ahlâk,
doğruluk, acz ve niyâz, incitmemek, haramlardan, mekruhlardan ve şüpheli
şeylerden sakınmak onun vasfıdır. Bütün hayır işleri yapar. Resûlullah
aleyhisselâmın ahlâkı ile ahlâklanır. İşte böyle bir zâtın sohbeti büyük
nîmettir. Eğer bir kimse şeyh, mürşîd olduğunu söyler fakat sünnet-i seniyyeye
uygun amel etmezse, şer'i şerîfin ziynetiyle ziynetlenemez...
Gıybetten, yalandan, yalan yere yemin etmekten, ahlâk-ı
zemîmeden sakınmazsa, böyle kimseden sakın, bin defâ sakın! Onun sohbetinden
uzak dur. Hattâ onun bulunduğu şehirde durma! Olur ki bir gün ona bir meyledersin
de kalbinde büyük zarar hâsıl olur. Ona aslâ uyulmaz, o, şeytanın tuzağına
düşmüş gizli bir hayduttur. Böyle bir kimseden âdet dışı harika, hâller ve
keşifler de görsen onunla görüşmekten aslandan kaçar gibi kaçınız!"