Pişmanlık içinde olan insanlara ne mutlu!..
03/12/2022 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Ebû Muhammed Serrâc hazretleri evliyadan olup hadîs ve fıkıh
âlimidir. 1026 (H.417) senesinde Bağdat'ta doğdu, 1106 (H.500) senesinde
Bağdât'ta vefât etti. Bağdâd'ın meşhûr âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri
tahsîl etti. Kırâat, hadîs ve fıkıh ilimlerindeki yüksek derecesi yanında edebî
sanatlarda da yüksek bir şâir olan Ebû Muhammed Serrâc birçok kıymetli eser
yazdı.
Bir başka sohbetinde de Sehl bin Abdullah-ı Tüstürî
hazretlerinin şöyle naklettiğini buyurdu:
"Bir gün bir arâziye çıkmıştım. İçim gâyet rahat ve huzurlu
idi. Bu sırada kalbimde Allahü teâlâya bir yakınlık hissettim. Namaz vakti de
gelmiş, abdest almak istemiştim. Küçüklüğümden beri, her namaz vaktinde
abdestimi tâzelerdim. Bu, benim âdetim olmuştu. Ancak, su bulamadığım için
üzüntülü idim. Bu sırada, iki ayağı üzerine kalkmış yürüyen bir ayı gördüm. Onu
önce, mesâfe uzak olduğu için elinde yeşil bir testi bulunan bir insan
zannettim. Fakat yanıma yaklaşıp testiyi yere koyunca, onun insan olmadığını
gördüm. Kendi kendime; 'Bu testi ve bu su nereden böyle?' diye düşündüm.
Bunun üzerine ayı konuşmaya başladı ve;
-Ey Sehl! Biz, vahşî hayvanlardan bir grubuz. Allahü teâlâya
olan tevekkülümüz ve sevgimiz sebebiyle, kendimizi Allahü teâlânın rızâsına
adadık. Arkadaşımızla, bir mesele hakkında konuşurken âniden; (Dikkat ediniz!
Sehl bin Abdullah abdest için su istiyor) diye bir ses işittik. Bu testi
bana verildi. Yanımda iki tâne de melek var. Sana yaklaşınca, onlar, suyu
havadan bu testiye döktüler. Ben suyun sesini bile işittim' dedi. Bu sözleri
ondan duyunca bayıldım. Ayıldığım zaman, testi yine yerinde duruyordu. Fakat
ayı ortada yoktu. Nereye gittiğini de bilmiyordum. Fakat 'Ayıyı niçin
konuşturmadım' diye çok pişmân oldum. Sonra testinin suyu ile abdest
aldım. Abdest aldıktan sonra ondan su içmek istedim. O sırada vâdiden;
-Ey Sehl! Daha senin bu testiden su içme zamânın
gelmedi! diye bir ses işitince, testiyi bıraktım. Bir de ne göreyim, testi
hareket edip gitti. Onun da nereye gittiğini bilmiyorum."
Sehl bin Abdullah-ı Tüstürî devâm ederek şöyle buyurdu; "İnsanlar üç sınıftır: Bir kısmı, Allahü teâlânın sevgi ve muhabbeti ile doludurlar, bunlar keramet ehlidirler. Bir kısmı, tövbe edip, niçin hatâ ve isyânda bulunduklarının pişmanlığı içerisindedirler. Bunlar Allahü teâlânın affını ümid ederler. Diğer bir kısmı da, gaflete dalıp, şehvetlerinin peşinde koşarlar ki, bunlar da cezâlarını beklerler."