Uydurma hadîs nakletmenin vebâli!
05/12/2023 Salı Köşe yazarı R.A
Uydurma hadîs nakletmenin vebâli
çok büyüktür. Çünkü Peygamber Efendimiz, “Kim, amden, kasden, yanî yalan
olduğunu bile bile, bana yalan bir söz isnâd ederse, Cehennemdeki yerine
hazırlansın” buyurmuştur.
Bu
hadîs-i şerîf, mütevâtir, çok kuvvetli bir hadîs-i şerif
olup bunu 70-72 sahâbî nakletmiştir. Hemen hemen
bütün hadîs kitaplarında yazılıdır. İşte Peygamberimizin söylemediği bir sözü,
onun söylediğini iddiâ etmek, çok büyük mes’ûliyetli bir iştir.
İslâm
âlimlerinin kitaplarında, mevdû, yanî uydurma hadîs olabilir mi? Hayır,
İslâm âlimlerinin kitaplarında, mevdû, uydurma hadîs olmaz. İyi bilinmeli ki,
hiçbir hadîs âliminin kitâbında, uydurma hadîs olmaz. Çünkü onlar uydurma hadîs
nakletmenin vebâlini çok iyi bilirlerdi. Yukarıda zikrettiğimiz hadîsteki
tehdîdden çok korkarlardı.
Hadîs ilmi, üzerinde çok çalışılmış olan çok ciddî bir ilim
dalıdır. Bir hadîste kasdedilen manânın ne olduğu bilinmeden, ona hemen uydurma
demek, o hadîsi nakleden âlime de büyük bir iftirâ olur.
Ancak bir âlimin, sıhhat şartlarına uygun gördüğü bir hadîsi,
diğer bir âlim, uygun görmeyebilir. Makdisî ve Hâzimî isimli
âlimlerin “Şurûtul-Eimmetis-Sitte” ve “Şurûtul-Eimmetil-Hamse” isimli
kitapları vardır.
6 büyük
hadîs âliminin (İmâm-ı Buhârî, İmâm Müslim, İmâm Ebû Dâvûd,
İmâm-ı Tirmizî, İmâm-ı Nesâî ve İmâm İbn-i Mâce)’nin bir hadîsi sahîh sayarken
hangi kriterleri aradıklarını âlimler hassâs bir şekilde tesbît etmişlerdir. Bu
konuda merhûm Prof. Dr. Müctebâ Uğur ve
merhûm Prof. Dr. İbrâhîm Cânân’ın da çalışmaları
ve makâleleri vardır.
“Ehl-i
sünnet âlimlerinin kitaplarında uydurma hadîs var” diyenler
fırak-ı dâlle mensûbu, bid’at ehli olan, Ehl-i Sünnet olmayan kişilerdir. Ehl-i
sünnet âlimlerinin dînî konulardaki hassâsiyetleri had safhadadır. Tekrâren
ifâde edelim ki, onlar yukarıda mezkûr mütevâtir hadîs-i şerîfteki tehdîdden
son derece korkarlardı.
Şimdi bazı kimseler de çıkıp İmâm-ı A’zam için, “Ebû Hanîfe’nin
hadîs bilgisi zayıftı” diyorlar. Hâlbuki İmâm-ı
A’zam Ebû Hanîfe, 4 mezhep imâmı içinde Tâbiîn-i kirâmdan olan tek imâmdır;
diğerleri Tebe-i Tâbiîn ve Etbâ-ı Tebe-i Tâbiîndendir. O, birkaç sahâbîyi
görmüş, hattâ onlardan bazılarından hadîs de nakletmiştir. Kûfe’deki Hazret-i
Alî, Abdullah İbn-i Mes’ûd, Abdullah İbn-i Ömer (radıyallahü anhüm) gibi büyük
Eshâb-ı kirâmın ilimlerini nakletmiştir.
İmâm-ı
A’zam Ebû Hanîfe’nin 17 aded “Müsned”i
vardır; bunları Hârezmî isimli büyük âlim, “Mesânîdül-İmâmil-A’zam
Ebî Hanîfe” ismiyle büyük bir kitap hâlinde bir araya
cem’etmiştir.
Diğer önemli bir husus, İmâm-ı A’zam’ın ilim meclislerinde
büyük hadîs âlimleri de vardı. Hadîs-i şerîfleri müzâkere
ederlerken, onlar da fikirlerini beyân ederlerdi.
Hocası Hammâd'ın derslerine devâm ettiği sırada, sık sık Hicâz'a
gidip Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevverede, çoğu Tâbiînden olan âlimler
ile görüşür, onlardan hadîs rivâyeti dinler ve fıkıh müzâkereleri yapardı.
[Onun ilmî durumunu, inşâallah başka makâlelerimizde ele alalım.]