Mescid-i Aksâ Kudüs'te değil mi?
24/02/2020 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Bütün İslâm âlimleri, Mescid-i Aksâ’nın Kuds-i şerifte olduğunu
kitaplarında yazmışlardır. Bunun aksini söyleyen bir İslâm âlimi
yoktur.
Kur’ân-ı kerîmde İsrâ sûre-i celîlesinin 1. âyet-i
kerimesinde “el-Mescidü’l-Aksâ” ve birçok hadîs-i şerifte
de “Beytü’l-Makdis” şeklinde zikredilen “Mescid-i
Aksâ”, İslâmiyetin bidâyetinden itibâren hicrî 2. seneye kadar, biz
Müslümânların 14 sene müddetle ilk kıblesi ve Sevgili
Peygamberimizin “Mirâc” mucizesinin de başlangıç noktası olan,
çok kıymetli bir mekândır. Yeryüzünde fazîlette, üstünlükte Mescid-i
Harâm ve Mescid-i Nebevî’den sonra, 3. sıradadır.
“Mescid-i Aksâ=Beytül-Makdis”, şek ve şüphe yoktur ki, Kuds-i
şerîftedir. İşte bundan dolayıdır ki, Kur’ân-ı kerîmin
ifâdesiyle “etrâfı mübârek kılınan” Kudüs’ün, biz Müslümânların kalplerinde
çok husûsî bir yeri vardır.
[İsrâ ve mi’râc bir mucizedir. Bu mucize, Kur’ân-ı kerîmin
kıymetli tefsîrlerinde de, başta Sahîh-i Buhârî olmak üzere, pekçok hadîs-i
şerîf kitâbında da tafsîlâtıyla anlatılmaktadır.]
Peygamber Efendimiz, “Benim bu Mescidimde kılınan bir namaz,
Mescid-i Harâm müstesnâ olmak üzere, diğer mescidlerde kılınan 1.000 namazdan
daha hayırlıdır” buyurmak suretiyle “Mescid-i Nebevî”nin
fazîletini ortaya koymuştur. “Mescid-i Harâm”da kılınan namaz da,
onun 100 katıdır, yani orada kılınan bir namaz, başka yerlerde kılınan
100.000 namazdan efdaldir. Hadîs-i şerifte “Mescid-i Aksâ”da
kılınan bir namazın da, başka yerlerdeki 500 namazdan efdal olduğu ifâde
buyurulmuştur...
***
Şimdi gelelim, bu kıymetli mescidin nerede olduğu konusuna? Mescid-i
Aksâ, şek ve şüphe yoktur ki, “Kuds-i şerîf”tedir. En
hafîf ifâdeyle söyleyecek olursak, bazı câhiller, Mescid-i Aksâ’nın Mekke-i
mükerremede veya Ci’râne’de, yahut oralara yakın bazı yerlerde olduğunu iddiâ
ediyorlar.
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı hâkîminde, “Her türlü noksânlıktan münezzeh
olan O Allah’tır ki, kulunu (Peygamberi Hazret-i Muhammed
aleyhisselâmı), bir gece, Mescid-i Harâmdan (Mekke-i mükerremeden
alıp), o etrafını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya kadar götürdü; bunu,
ona âyetlerimizden (kudretimize delâlet eden acîbliklerden) gösterelim
diye yaptık. Muhakkak ki O, Semî (her şeyi işiten) ve
Basîr (her şeyi gören)dir.” (İsrâ, 1)
Bütün İslâm âlimleri, Mescid-i Aksâ’nın Kuds-i şerifte olduğunu yüzlerce,
binlerce kitâbında yazmışlardır. Bunun aksini söyleyen, sözü
muteber hiçbir İslâm âlimi yoktur. Böyle bir iddiâ, Yahûdîlerin ve
Hıristiyânların değirmenlerine su taşımaktır. Bu sakat görüş, bir kimsenin
çıkıp Süleymâniye Câmii İstanbul’da değil, Selîmiye Câmii Edirne’de değil,
Ulucâmi de Bursa’da değil demesinden daha abestir. Bırakın ilim ehli
insanları, aklı başında herhangi bir Müslümânın dahî buna inanması mümkün
değildir.
Peki, eğer Peygamber Efendimiz, Mekke-i mükerreme’den Kuds-i şerîfe gidip
geldiğini anlatmamış olsaydı, bütün kitaplarda yazıldığı gibi, müşrikler niçin
Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimize gelip de, Mekke ile Kudüs arasında ne kadar mesâfe
olduğunu sorsunlar?
Mescid-i Aksâ Kudüs'te değil mi?