İslamiyetteki cihad emri
07/12/2019 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
“İslam dininin emrettiği cihad, zalim ve vahşice bir hareket
değildir."
Sual: Zamanımızda cihad adı altında çok kan dökülmekte ve Müslümanlar da
kan dökücü olarak tanıtılmaktadır. Dinimizde cihad emri var mıdır, varsa
mahiyeti nasıldır?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Diyâ-ül Kulûb kitabında deniyor ki:
“İslam dininin emrettiği cihad, zalim ve vahşice bir hareket değildir.
Müslümanların cihada hazırlanması, zalimlerin, İslam memleketlerine
saldırmalarına mâni olmak ve milletleri, zalim devletlerin işkencelerinden
kurtarmak içindir. Cihad, hakkı, doğruyu kabulden kaçınan zalimleri, inatçıları
güç ve kuvvet ile terbiye etmek, Allahü teâlânın ismini yükseltmek ve İslamın
güzel ahlakını her yere yaymak için yapılır. Cihadın edepleri ve farzları vardır
ki şunlardır:
1-Harpten önce, uygun bir lisanla, kâfirlere İslam dinini kabul etmeleri
teklif olunur. Eğer kabul ve iman ederlerse, müminler zümresine dâhil olup,
müminlerle kardeş olurlar.
2-Eğer, kâfirler, bu nimeti, kendilerine uygun görmeyip; (Biz babalarımızı
böyle yapıyor bulduk) mealindeki, Şu'arâ suresinin 74. âyetinde
bildirilen dalalet içerisinde kalmak isterlerse, dinlerini değişdirmeleri için
zorlama ve baskı yapılmaz. İslam memleketinde, kendilerinin mallarını,
ırzlarını ve canlarını korumak ve kendi ibadetlerini yapmak karşılığında ve
onların sosyal hizmetleri için harcanmak üzere, senede az bir cizye ödemek
şartı ile sulh yapmaya ve vatanlarında kalmaya davet olunurlar. Eğer bunu kabul
ederlerse, dinleri Müslümanların dini gibi serbest olur. Irzları, kanları ve
malları da aynen bir Müslümanın ırzı, kanı ve malı gibi, devletin himayesinde
olur. Müminlerle beraber güzelce geçinirler.
3-Eğer, kâfirler, ikinci hâli de kabul etmeyip, müminlerle harp etmeye
kalkışırlarsa, İslamiyette bildirilen adalet ve usul üzere, onlarla cihad
yapılır.
İslamiyetin, cihad hususunda, uyulmasını emrettiği adalet ve insaf yolu
budur. Müslümanların ve Hıristiyanların tarihlerini ve şimdiye kadar
yaptıklarını, bir teraziye koyup, insaf ile hüküm etmelerini, akıl ve idrak
ehlinin vicdanlarına havale ederiz.
İslam dininin süratle yayılması, zorla ve dünya malına tamah etmek gibi
sebeplerden olmamıştır. İslamiyetin süratle yayılması, hakiki ve en son din
oluşu, hakiki ve umumi bir adaleti emretmesi sebebiyledir.”