Resûlullah Berât gecesi çok ibâdet ederdi...
20/02/2024 Salı Köşe yazarı R.A
Peygamber Efendimiz, Berât gecesinde, “Allahümmerzuknâ kalben takıyyen
mineş-şirki beriyyen lâ kâfiren ve şakıyyen” duâsını okurdu.
Bilindiği üzere Cenâb-ı Hak, ezelde hiçbir şeyi yaratmadan önce her şeyi takdîr etmiş, dilemiştir. Bunlardan bir yıl içinde olacak (doğumlar, vefâtlar, terfîler, tenzîller, ameller, ömürler, ölüm sebepleri gibi) her şeyi, Şa’bân ayının onbeşinci (Berât) gecesinde meleklere bildirir. İşte Kur’ân-ı kerîm, Levh-i mahfuza, topluca, o gece inmiştir.
Bunlar, Duhân sûresinin 1-6. âyet-i kerîmelerinde bildirilmektedir. Allahü
teâlâ meâlen buyuruyor ki:
“Hâ Mîm, (Helâl ile harâmı ve sâir hükümleri apaçık bildiren bu) Kitâba (Kur’ân-ı
Kerîme) yemîn ederim ki, gerçekten biz onu [Kur’ân-ı kerîmi] mübârek
bir gecede indirdik. Muhakkak biz, (hak dîn İslâm’dan yüz
çeviren) insanları uyaranlarız. (O, öyle bir gecedir ki, bu
geceden gelecek senenin aynı gecesine kadar rızıklar, eceller ve benzeri) her
hikmetli iş, katımızdan bir emir ile o zaman ayrılır. Hakîkat biz, Rabbinden
bir rahmet (eseri) olarak Peygamberler gönderenleriz.
Şüphe yok ki Allahü teâlâ (her şeyi) hakkıyla işiten, (her
şeyi de) kemâliyle bilendir.” [Duhân Sûresi, 1-6]
Tefsîrlerde Kur’ân-ı kerîmin, Levh-i mahfûza bu gece topluca indirildiği
bildirilmektedir. Bilindiği gibi, Kur’ân-ı kerîmin iki türlü inişi
vardır: Birincisi Levh-i mahfûza inişi, diğeri de semâ-i dünyâya ve oradan
Peygamber Efendimize inişi. Birincisi Berât gecesinde olmuş, ikincisi
ise Kadir gecesinde başlamıştır.
Şa’bân ayının 15. gecesi, mübârek “Berât Kandili”dir.
Aslı “Berâet” olan ve Türkçeye “Berât” olarak
giren bu kelimenin sözlük anlamı, “Borçtan, hastalıktan, suç ve
cezâdan kurtulmak” ise de, dînî literatürde “İlâhî af ve
rahmete nâil olmak, günâhlardan arınmak, temize çıkmak” manâsını ifâde
etmektedir.
Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bu gece, çok ibâdet, çok
duâ ederdi. Peygamber Efendimiz, Berât gecesinde, “Allahümmerzuknâ
kalben takıyyen mineş-şirki beriyyen lâ kâfiren ve şakıyyen” duâsını okurdu. (R.
Nâsıhîn)
Hazret-i Âişe vâlidemiz, “Yâ Resûlallah, Allahü teâlâ, seni, günâh
işlemekten muhâfaza buyurduğu hâlde, neden Berât gecesinde çok ibâdet ettin?” diye
sordu.
Peygamber Efendimiz ona cevâben buyurdu ki:
“Ben, şükredici bir kul olmayayım mı? Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu
gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel
deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertîp olunur. Bu gece herkesin
amelleri Allahü teâlâya arz olunur.” [Gunyetü’t-tâlibîn]
Bize düşen iş, böyle geceleri, namâzla-niyâzla, duâyla, tevbe ve istiğfârla
geçirip Cenâb-ı Hakk’ın yüce merhametine sığınmak, kendimizi ve sevdiklerimizi,
râzî olduğu kulları zümresine ilhâk buyurmasını dilemektir. Şüphesiz ki O’nun,
her şeye gücü yeter.