Üzüntümüz eksilmedi; arttı...
22/02/2024 Perşembe Köşe yazarı S.A
Enver Abimiz müstesna bir kişiliğe sahipti. Ayrılık dayanılacak gibi
değil, hasret dineceğe benzemiyor. Belki onlara kavuşmakla biter...
Geçtiğimiz günlerde rahmet-i rahmana gönderdiğimiz Enver Abimiz müstesna
bir kişiliğe sahipti. Zarifti, neşeliydi, hatırnazdı, dindardı. Onu tanıyanlar
için ayrılık kolay değil ama biz kadere inanan insanlarız. Tahammüle
çalışmalıyız.
"Bu da geçer, zamanla hafifler" diye teselli
buluyorduk, fakat üzüntümüz eksilmedi, aksine arttı. Maziye daldıkça
hüzünleniyor, gözyaşlarımıza mâni olamıyoruz.
Ayrılık dayanılacak gibi değil, hasret dineceğe benzemiyor. Belki onlara
kavuşmakla biter...
Enver Abi ile çok hatıralarımız vardı. Almanya'daki arkadaşları ziyarete
gittiklerinde bizi de yanlarına alırlardı. Bazen kabir ziyaretlerini birlikte
yapardık.
Bir defasında mübarek Hocamıza da okumuştuk. Hanımannenin vefatından sonra
kabrin ön tarafı dolmuştu. Arka tarafta ise bir boşluk vardı. Enver Abi "yakında
arkası da dolar" buyurdular. "İnşallah biz o günü
görmeyiz" demiştim, fakat...
Enver Abi son zamanlarda yaptığı sohbetlerde ekseri ölümden
bahsediyorlardı. Büyüklerin hâli böyledir. Zaman uzayınca dostlara kavuşma
arzusu daha da artar.
Sadi-i Şirazi buyuruyor ki: "Sen dünyaya geldiğinde ağlıyordun,
etrafındakiler gülüyorlardı. Öyle bir hayat yaşa ki ölünce sen gül, onlar
ağlasın..."
Şüphesiz Enver Abimiz de her bebek gibi doğduğunda ağlamıştı. Öyle bir
hayat yaşadı, öyle eserler bıraktı ki, sevenleri gözyaşlarını tutamadı. O
aramızdan gülerek ayrıldı...
Rivayet olunur ki sekerat-ı mevt hâlinde insana gideceği yer gösterilir,
sonra ruhu kabzedilir. Nasipliler rahatlar, ferahlar, ruhlarını tebessümle
teslim ederler.
Cenneti gören, nimetlere ihsanlara kavuşan biri nasıl sevinmesin. Ki bu
saadet dünyadakiler gibi geçici de değildir, ebedidir.
Bazıları da son nefeste morarır, daralır. Sıkıntılı oldukları her
hâllerinden bellidir. Son pişmanlık fayda vermez, üzülmesin de ne yapsınlar?
Şüphesiz Enver Abi için günlerin en güzeli ve hayırlısı mübarek Hocamıza
kavuştuğu gündü.
Enver Abinin bizden istediği şeyler belli. Ömürleri hep Allahü teâlânın
varlığını ve birliğini, yüzü suyu hürmetine kâinatın yaratıldığı Server-i
kâinatı anlatmakla geçti. Ben şahidim ki o, Sahabe-i kiram efendilerimizi
ve Ehl-i beyti çok severdi. Biz de onun gibi Ehl-i sünnet itikadına hizmeti
gaye edinirsek ruhları şâd olur, kıyamet günü şefaatlerine kavuşuruz.
Büyüklerin sevmediği hoşlanmadığı şeyleri de biliyoruz. Yalan gibi, kalp
kırmak gibi, dedikodu gibi... Yaparsak sonumuz felaket olur, onları da
üzeriz.
Şairin biri "Sevgilimle beraber olmayı çok istiyorum ama" demiş, "o
ayrı kalmaktan hoşlanıyor. Kendi arzumu onun arzusuna feda ediyorum. Yeter ki
memnun ola!" Biz de Enver Abiyle geçirdiğimiz günlerin devamını
istiyorduk. Enver Abi ise büyüklerin hasreti ile yanıyordu. Ne denilebilir
ki? "Mübarek olsun"dan başka!..
.....
NOT: Bu makale, ilk defa 7 Mart 2013 Perşembe günü
yayınlanmıştır. Rabbimiz, Said Abimizin de Enver Abimizin de derecelerini
âli eylesin. Âmin..