"Dergâhı yıkmaktan vazgeçin!"
08/12/2019 Pazar Köşe yazarı A.U
Hindistan evliyâsından Alâüddîn-i Sabîr hazretleri
zamânında, Hindistan'da Ganj Nehri'nin üzerine bir “kanal” yapılması
düşünülmüştü.
İstişâreler yapıldı.
Sonra karar verildi.
Ve başladı hazırlıklar.
Önce bir plân yaptılar.
Bu plâna göre, bu zâtın dergâhından geçiyordu kanal.
Bunun için, yıkılması gerekiyordu dergâhın.
Müslümanlar râzı olmadılar.
Karara da mâni olamadılar.
Bir İngiliz mühendise verilmişti inşaat.
Yâni o yaptıracaktı.
Ve çalışma başladı.
Çadırını, dergâhın yakınına kurdu mühendis.
Dergâhın yıkımına bir gün kalmıştı.
O gece yatağına yattı.
Sabah, feci hâlde uyandı.
Şöyle ki:
Çadırın direğinde bağlanmıştı.
Üstelik de baş aşağı vaziyette.
Bir giren de olmamıştı çadıra.
Yardımcıları geldiler.
Bağlarını çözdüler.
Ve tahmin ettiler bu işin sebebini.
Kendisine;
“Bu dergâhın sâhibi evliyâ bir zât olup, Allah katında çok îtibârı vardır.
Dergâhı yıkmaktan vazgeçin. Zîrâ bu, o velîden size bir îkazdır” dediler.
O da kabul etti.
Düzeltti plânını.
Yıkmadı dergâhı.
Evet… Bu büyük zâtlara kim zarar vermek istemişse, muhakkak kendisi zarar
görmüş ve pişmân olmuştur yaptığına.