İnsan, başına gelecekleri düşünmeli
09/08/2020 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Her insan, muhakkak ölecektir ve insan öldüğü vakti düşünmeli, başına
geleceklere hazırlanmalıdır.
Sual: Çoğu insan, hiç ölmeyecekmiş, hiç hesaba çekilmeyecekmiş gibi hareket
etmektedir. Halbuki bir insanın her şeyden önce sonunu düşünmesi, ona göre
hazırlık yapması gerekmez mi?
Cevap: Dünya hayatı çok kısadır ve her günü de geçip hayal olmaktadır. Her insanın
sonu ölümdür. Bundan sonrası da, ya daimî azab veya ebedi nimetlerdir. Bunların
vakitleri, herkese süratle yaklaşmaktadır.
Bunun için insan, kendine merhamet etmeli, gaflet uykusundan uyanmalıdır.
Batılın batıl olduğunu görerek, ondan kurtulmaya çalışmalı, Hakkın da hak
olduğunu görerek, ona tabi olmalı, sarılmalıdır. İnsanın vereceği
karar, çok mühimdir ve vakit ise, çok azdır. Her insan, muhakkak ölecektir
ve insan öldüğü vakti düşünmeli, başına geleceklere hazırlanmalıdır.
Hiç kimse, Hakka tabi olmadıkça, ebedi azabdan kurtulamaz. Ölüm anındaki
son pişmanlık, insana fayda vermez ve son nefeste Hakkı tasdik etmek, kabul
olmaz. Sadece müslümanın günahlarına tövbe etmesi, kabul olur. O gün, Allahü
teâlâ, insana;
“Kulum! Sana akıl nurunu vermiştim. Bununla, beni anlamanı, bana ve
Peygamberim Muhammed aleyhisselama, onun getirdiği İslam dinine iman etmeni
emretmiştim. Bu Peygamberin geleceğini, Tevratta ve İncilde haber vermiştim.
İsmini ve dinini her memlekete yaydım. İşitmedim diyemezsin. Gece gündüz, dünya
kazancı için, dünya zevkleri için çalıştın. Ahirette başına gelecekleri hiç
düşünmedin. Gaflet içinde iken, mevtin, ölümün pençesine düştün” derse, acaba o insan
buna nasıl cevap verecektir?
Bunun için her insan, başına gelecekleri düşünmeli, ömrünü tüketmeden,
aklını başına toplamalıdır. İnsanın etrafında gördüğü, konuştuğu, sevdiği,
korktuğu kimselerin hepsi, birer birer ölmektedir. Herbiri birer hayal gibi,
gelip gitmektedirler. İnsan iyi düşünmeli, tercihini ona göre yapmalıdır. Ebedi
olarak ateşte yanmak, çok büyük azabtır! Sonsuz nimetler içinde yaşamak ise,
çok büyük bir nimettir. Bunlardan birini seçmek, hayatta iken, insanın
elindedir. Herkesin sonu, bu ikisinden biri olacaktır. Bundan kurtulmak
imkansızdır. Bunu düşünmemek, çare aramamak, tedbir almamak, büyük cahillik ve
cinnettir. Hadis-i şerifde buyuruldu ki:
(Arzusu ahıret olup, ahıret için çalışana, Allahü teâlâ dünyayı hizmetçi yapar.)