Bütün saâdetlerin başı kâmil iman sahibi olmaktır
10/12/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A
Güzel huylu insan önce kendine faydalı olmalıdır. Kendisine faydası
olmayanın başkasına faydalı olması zordur.
Ahlâk bilgisi çok önemlidir. Çünkü insan ahlâk bilgisi ile, iyi ve kötü
huyları, faydalı ve zararlı işleri anlar. İyi işleri yapıp, dünyada kâmil,
kıymetli bir insan olur. Dünyada rahat ve huzur içinde yaşar. Kendisini herkes
sever. Allahü teâlâ ondan razı olur. Ahirette de Rabbinin rızasına ve merhametine
kavuşur. Saâdete kavuşmak için, iki şey lazımdır. Mes'ud ve bahtiyar kimse bu
iki şeye kavuşan kimsedir.
Bu iki şeyden birincisi, doğru ilim ve imân sahibi olmaktır. Bu
da, Muhammed aleyhisselâmın hayatını, ahlâkını öğrenmek ve onun sünnet-i
seniyyesine uymakla ele geçer.
İkincisi, iyi huylu bir insan olmaktır. Bu ise fıkıh ve âhlak ilimlerini öğrenmek
ve bunlara uymakla olur.
Bu ikisini elde eden kimse, Allahü teâlânın sevgisine kavuşur. Rabbimizin
ilmi sonsuzdur. Kullarının bütün yaptıklarından haberdârdır.
Bütün saâdetlerin başı, kâmil iman sahibi olmaktır. O da Ehl-i sünnet vel
cemaât itikadı üzere bulunmaktır. Herkesin, kalbini yanlış itikâtlardan,
şüphelerden kurtarmaya çalışması lazımdır. Bir kimse, doğru imana kavuşur ve
ahlâkı güzel olursa, yüksek ruhlara, yani peygamberlere, evliyaya ve meleklere
benzer ve onlara yaklaşır...
Güzel huylu insan önce kendine faydalı olmalıdır. Kendisine faydası
olmayanın başkasına faydalı olması zordur. İnsanın kendisine faydalı olduktan
sonra, çoluk çocuğuna, komşularına, arkadaşlarına ve bütün insanlara faydalı
olmaya çalışmalıdır.
İnsan kendisine şöyle faydalı olur:
Önce bütün kuvvetini, enerjisini ve her organını, ne için yaratıldı ise, o
yolda kullanmalıdır. İslâmiyetin beğenmediği yerlerde kullanmamalıdır.
Dinimizin gösterdiği güzel ahlâktan uzak olmamalıdır...
Amirler, idareciler, emrinde çalışan kimselere adil davranmalıdır. Cenab-ı
Hakkın emirlerini yerini getirmelerinde onlara yardımcı olmalıdır. Emri altında
olanlara merhamet etmeyenler, kıyamet günü Allahü teâlânın merhametinden uzak
kalacaklardır.
"Men, lâ yerham, la yurham!" buyurulmaktadır. Acımayana acınmaz
demektir.
İnsanlara merhâmet eden dünyada da, ahirette de saadete kavuşur. Dünyada
insanlar onu çok severler, ona dua ederler. Öldükten sonra da onu rahmetle yâd
ederler. Ahirette ise ebedi saâdete kavuşur...
Kötü huylu olanları ise ne Rabbimiz ne de insanlar sever. Öldükten sonra
ona beddua etmeseler bile dua da etmezler...
İnsanın ahlakı, arkadaşının huyu gibi olur. Ahlak, hastalık gibi bulaşıcıdır. Kötü huylu ile arkadaşlık etmemelidir...