Gülüp eğleniyorlardı...
12/10/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Seyyid Ebül Vefâ hazretleri bir gün bâzı talebesiyle Dicle kenarına gitti.
Sohbet esnâsında karşıdan bir geminin geldiğini gördüler.
Gençler gülüp eğleniyordu.
Sesleri tâ onlara geliyordu.
Talebeler kızdılar .
Hocalarına dönüp;
“Efendim, şunlar ne hayâsız kimseler. Duâ buyurun da Allahü teâlâ onları
kahretsin” dediler.
Ebül Vefâ hazretleri, ellerini duâya kaldırıp;
“Yâ Rabbî! Sen onları affeyle. O kulların şimdi nasıl neşelilerse, âhirette
de böyle neşeli olsunlar” diye yalvardı.
Talebeler şaşırdılar!
Zîra yanlış düşündüklerini anlamışlardı.
Nitekim biraz sonra anlaşıldı hikmeti.
Eğlenenler sustu.
Pişmân olmuşlardı.
Çıktılar gemiden.
Ve bu zâtın huzuruna gelip tövbe ettiler!
Özür dilediler.
Dönüp giderlerken talebeden biri arkalarından yetişip “Size ne oldu ki; az
önce gülüp eğlenirken şimdi ağlayarak tövbe ettiniz?” diye sordu.
Gençler de;
“Biz uzaktan bu zâtı görünce içkilerimiz (Su)ya çevrildi. Çalgı âletlerimiz
bozulup çalmaz oldu, ayrıca geminin her yeri (Nûr)la doldu” dediler.
O talebe çok sevinip;
“O, bizim hocamızdır. Az önce sizin için duâ etti” dedi.
Onlar bunu duydular.
Hemen geri döndüler.
Ve tekrar elini öpüp “talebesi” olmakla şereflendiler...