Âhiret yolculuğu için takvâyı azık edinin!..
13/04/2024 Cumartesi Köşe yazarı V.T
“Namaz, seni yolun yarısına getirir, oruç, tam Melik’in kapısına iletir.
Sadaka da, Melik’in huzûruna çıkarır.”
Nâimî Ömer Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Kasîde-i Bürde Şârihi nâmıyla meşhur oldu. 1801 (H.1216) senesinde Harput'ta doğdu. İlk tahsîline babasının yanında başladı. Antep'te Küçük Hâfız Necib Efendinin derslerini tâkib etti ve icâzet aldı. Sonra Kayseri'ye gitti. Kayseri'de Hoca Kâsım Efendi, Gözübüyükzâde Hacı Vâhid Efendi, Sarı Abdullahzâde Mehmed Efendi gibi meşhur âlimlerden ders aldı. Harput'a dönerek birçok talebe yetiştirdi. 1882 (H.1300) senesinde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Namaz, seni yolun yarısına getirir, oruç, tam
Melik’in kapısına iletir. Sadaka da, Melik’in huzûruna çıkarır.”
“Allahü teâlâ bir kuluna verdiği nîmeti alıp da
karşılığında sabrı nasîb ederse, nîmete mukabil verdiği (sabır), o nîmetten
daha efdaldir (kıymetlidir).”
“Ölümü çok hatırla. Eğer geçim rahatlığı içindeysen bu
sana darlık, ürperti getirecek; geçim darlığı içindeysen genişlik, ferahlık
kazandıracak.”
“Siz seferdesiniz. Yüklerinizin bağlarını bu diyârın
dışında bir yerde çözeceksiniz. Siz, üzerinden çağlar geçmiş bir kökün
dallarısınız. Kökleri yok olup gitmiş bir dalın hayâtından ne çıkar?”
“Ey insanlar! Allahü teâlâ mahlûkları yarattı ve
onları uyuttu. Sonra onları uykularından uyandırıp, diriltecek. Her biri ya
Cennet’e, ya Cehennem’e sevk edilecek. Allah’a yemîn ederim ki, biz eğer bu
hakîkati tasdik etmiş isek, buna uygun yaşamadığımız için ahmağız. Eğer bu
gerçeği inkâr ediyor isek, o takdirde hepimiz helâkteyiz.”
“Her yolculuğun kendine has bir
azığı, hazırlığı vardır. Âhiret yolculuğu için de takvâyı azık edinin. Allahü
teâlânın vereceği nîmetleri görmüş gibi sevinin ve vereceği cezâyı, azâbı da
görmüş gibi korkunuz. Tûl-i emele kapılmayın, zîrâ tûl-i emel, bitmeyen istek,
hiç ölmeyecekmiş gibi dünyâya dalmak kalbinizi katılaştırır, düşmanınız olan
şeytanın eline düşersiniz... Dünyâya aldanmış nice insanlar gördük. Huzur ve
saâdet, ancak Allah’ın azâbından emin olanlar içindir. Neşe ve sevinç de
kıyâmetin zorluğunu anlatanlar içindir. Kıyâmet günü zengin, fakir herkesin
ameli meydana çıkar ve hesap verirken öyle bir müşkilât ile karşılaşırsınız ki,
eğer yıldızlar bununla karşılaşsa kararıp dökülür, dağlar, dayanmaz erirdi.
Cennet ve Cehennem’den başka bir yer bulunmadığını ve bunlardan birine mutlâka
gideceğinizi de biliyorsunuz. O hâlde ona göre hazırlanın...”