Sonu ölüm olan bir hayatta hayır yoktur
16/01/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A
Dünya bir imtihan salonudur. Hepimiz imtihandayız, imtihan sona erince
salon terk edilir. Bizim de imtihanımız biter bitmez buradan ayrılacağız.
Tarih bize gösteriyor ki; hemen hemen bütün Peygamberlerin muhatapları
"Putperestler"di. Putlara tapmanın akıllı adamın yapacağı bir
iş olmadığını bilmelerine rağmen... Bize 'sırat-ı müstâkim'i gösterenler
Peygamberlerdir (aleyhimüsselâm). Gerçek mabud Rabbimizdir. Aklımızla bunu
doğru bir tarzda bilmemiz mümkün olmazdı. Aklımızla Rabbimizin emir ve
yasaklarını nasıl bilebilirdik... Hangi şeylerden razı olduğunu, hangilerini
sevmediğini nereden öğrenebilirdik!..
İmanın altı şartından biri olan meleklere nasıl iman edebilirdik. Öldükten
sonra tekrar dirileceğimizi ve yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimizi bize
söylediler. Cennete giden yolu ve o yolda yürüyenleri öğrendik, onları tanıdık.
Cehenneme çıkan yolu da bildirdiler. Onun da yolcularını tanıttılar. Hangi
yolu ve hangi arkadaşları tercih edeceğimizi ise bize bıraktılar.
Bize öğrettikleri çok önemli şeylerden bir tanesi de; yaşamakta olduğumuz
ve daha ne kadar yaşayacağımız belli olmayan dünya hayatı tek gaye olmamalıdır.
Gerçek hayatın ahiret hayatı olduğunu, orada sonsuz kalınacağını bize apaçık
bildirdiler.
Dünya bir imtihan salonudur. Hepimiz imtihandayız, imtihan sona erince
salon terk edilir. Bizim de imtihanımız biter bitmez buradan ayrılacağız.
Yaşadığımız dünyada bizden önce başkaları yaşıyordu. Bize bırakıp
gittiler. Bizler de belli bir müddet yaşadıktan sonra gelecek nesillere
bırakıp gideceğiz. Tıpkı bir "devre mülk" gibi...
Sonu ölüm olan bir hayatta hayır yoktur. Dünya hayatı, insana ebedi saadeti
kazandırabilmişse güzeldir. Kısa süren, rüya gibi olan mutluluk, mutluluk
olamaz. İbrâhim aleyhisselâmın dediği gibi: "Ben, batan şeyleri
sevmem..."
Ne kadar gariptir ki, insanlar, bırakıp gidecekleri muhakkak olan dünyaya
bu kadar önem veriyorlar. Gidip kalacakları muhakkak olan yeri ise ihmâl
ediyorlar.
Cennete giden yol Peygamberlere tabi olmaktan geçer. Onları örnek
alabilmemiz, onlar gibi yaşayabilmemiz için Rabbimiz onları insanlardan seçti.
Meleklerden bize Peygamber gelseydi işimiz çok zordu. Onlar gibi olabilmemiz
mümkün olmazdı. Çünkü onlar yemez içmez ve uyumazlar.
Peygamberler (aleyhimüsselâm) insandırlar fakat derecesi en düşük olanı
bile derecesi en yüksek melekten daha yücedir.
Akıllı olan kimse, dinin emirlerine uyan ve yasaklarından sakınan
kimsedir. Bunları idrak ederek yaşayanlara ne mutlu...