Haccın faziletine kavuşamayanlar!

17/01/2020 Cuma Köşe yazarı V.T

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Âhir zamanda insanlar dört sınıf olarak hacca gider."

 

Abdülvehhâb Şîrâzî hazretleri Hanbelî fıkıh âlimidir. Ailesi İran’da Şiraz şehrinden olup, Şam’da doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden Hanbelî fıkhı tahsil etti. Kudüs’ü zapteden Haçlılara karşı harb etti. 536'da (m.1141) Şam’da vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Haccın batınî edebleri çok olup, bazıları şunlardır:

1. Yanına, helâl yoldan kazandığı azık almalıdır. Ticâret düşüncesi ile hacca gitmemelidir. Ticâret düşüncesi, hem kalbi meşgûl eder, hem de düşünce çok ve zihin dağınık olur. Kendisini tamamen Allahü teâlânın zikrine ve emirlerini hakkıyla yerine getirmeye vermelidir. Ehl-i beyt yoluyla gelen hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Âhir zamanda insanlar dört sınıf olarak hacca gider. Birincisi, sultanlar ve idâreciler olup, bunlar seyahat için hacca giderler. İkinci sınıf zenginlerdir. Bunlar, ticâret için hacca giderler. Üçüncü sınıf fakirler olup, dilenmek için hacca giderler. Dördüncü sınıf ise, Kur’ân-ı kerîm okuyucularıdır ki, bunlar da gösteriş ve şöhret için giderler.” Bunların hiçbirisi haccın faziletine kavuşamazlar.

2. Yanına bol azık alıp, cimrilik ve isrâf etmeden, gönül rızâsı ile muhtaçlara vermektir.

3. Refes, fusûk ve cidali terk etmektir. Refes; her türlü boş ve kötü söze denir. Fusûk; Allahü teâlâya itâatten çıkmak demektir. Cidal; güzel ahlâka yakışmayan tavır ve hareketlerdir.

4. Eğer mümkün ise, yürüyerek hacca gitmektir. En faziletlisi budur. Yoksa, bir şeye binerek gitmelidir.

5. Mütevâzı bir hâlde olmaktır. Zayıflar ve miskinler cemâatinden ayrılıp, mütekebbirler defterine kayıt olmamak için, süs ve zînetten kaçınmalıdır.

6. Yanına binek almak ve ona fazla yük yüklememektir. Bineğe hafiflik olmak için, sabah ve akşam vakitlerinde binmemek müstehabdır.

7. Kendisine vâcib olmasa da, Allahü teâlâya yakınlık için kurban keserek kan akıtmaktır. Fakat keseceği kurban, besili ve iyi olmalıdır.

8. Durumu iyi olduğu zaman da, kendisine bir musibet isâbet ettiği zamanda da, iyilik ve sükûn hâlini muhafaza etmelidir. Bu, haccın kabul olduğunun alâmetidir.

9. Kendisine sâlih bir arkadaş edinmesi lâzımdır. Denilir ki, haccın kabul olmasının alâmeti; günahları terk etmek, kötü arkadaşları bırakıp, sâlih kimselerle beraber olmak, gaflet, oyun ve eğlence meclislerini bırakıp, Allahü teâlânın rızâsının gözetildiği yerleri seçmektir.