Korku ve ümit, nefsi bağlayan iki yulardır!
23/03/2023 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Nefsinin istediği işlere
değil, nefse aykırı olan işlere gönül ver..."
İbn-i Fergânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir.
Türkistan’da Fergâne’de doğdu. Gençliğini Irak'ta geçirdi. Cüneyd-i Bağdâdî ve
Ebü'l-Hüseyin Nûrî hazretlerinin sohbetlerinde yetişti. Sonra Horasan
beldelerinden Merv'e yerleşti. 932 (H.320) senesinde orada vefât etti. Merv'de
çok talebe yetiştirdi. Sohbetlerinde buyurdu ki:
"Yüzünü nefsine döndüren, sırtını dîne döndürmüş olur.
Yüzünü dîne döndüren sırtını nefsine döndürmüş olur. Nefsinin istediği işlere
değil, nefse aykırı olan işlere gönül ver" buyurur ve; "En büyük
ibâdet, vaktini boş yere harcamamaktır."
"Yaptığı ibâdetine güvenmek, Allahü teâlânın ihsânını
unutmaktandır."
"Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için amel eden, sevap
kazanır."
"Yapılan ibâdete karşı bedel beklemek, Allahü teâlânın
lütfunu unutmaktandır."
"Allahü teâlânın verdiği nîmetleri, yaptığınız ibâdetlerin
karşılığı olarak bilenlerden olmayın."
"İyi ahlâk; mârifetin kuvveti sebebiyle, kimseye düşman
olmaman ve hiçbir kimsenin de sana düşman olmamasıdır."
"Hiç kimse, Peygamber efendimizin makâmına ulaşamamıştır.
O'nun makâmını geçtim veya geçerim diyen doğru yoldan ayrılmış olur. Zîrâ
velîlerin en son dereceleri, Peygamberlerin ilk dereceleridir."
“Korku ve ümit, kul itâat hâlini bırakıp benlik sevdâsına
düşmesin diye, nefsi bağlayan iki yulardır."
“Allahü teâlâ; evliyâsını başlangıç hâlinde ibâdeti, olgunluğunda
lütufları ile örterek terbiye eder. Sonra onu kendisi için takdir edilen mânevî
sıfatlara garkeder. Daha sonra vakitlerini Allahü teâlâ için geçirmenin zevkini
tattırır."
“Velînin dört alâmeti vardır: 1) Kendisine gelen musîbetten
şikâyet etmemesi. 2) Kendisinden ortaya çıkan kerâmeti gizlemeye çalışması,
âşikâr etmemesi, halka gösteriş yapmaktan ve şöhretten kaçması. 3) İnsanların
verdiği sıkıntı ve belâlara katlanması, onlara karşılık vermemesi. 4)
Kendilerinden ortaya çıkan fiillerle Allahü teâlânın kullarına karşı
gizlenmeleridir.”
“Havftan, azab korkusundan daha yüksek makam, Allahü teâlânın
sevmediği kimseyi sevmemektir.”
Bir gün kendisine; "En kötü huy nedir?" dediler. O;
"En kötü huy; takdir edilene, karşı durmaktır. Ezelde takdir edileni, arzu
ve duâ ile değiştirmeyi istemektir." buyurdu. Sonra; "Utanan kişinin
alnından dökülen terler, ondaki fazîletin eseridir" buyurdular.
Son hastalığında; "Bize vasiyette bulun" dediler, o zaman; "Allahü teâlânın sizden istediği şeylere uygun hareket edin" buyurdu.