Çölde taze ekmek ikram eden zat!..
20/03/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Ebû Bekr es-Sekkâf hazretleri evliyânın büyüklerindendir.
Yemen’de Terîm'de doğdu. 1427 (H.831) senesinde Terîm'de vefât etti.
Çocukluğunda babasının ders meclisinde bulunup küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi
ezberledi. Babasının huzûrunda tasavvuf ilmini öğrendi ve mânevî derecelere
kavuştu. Babası ona icâzet verdi.
Pekçok kerâmetleri görülmüş olan Ebû Bekr es-Sekkâf,
talebelerine çölde acıktıkları zaman, henüz fırından çıkmış sıcak ekmek ikrâm
ederdi...
Bir defâsında iki kişi, şehrin bâzı ileri gelenlerini ziyâret
etmek için Terîm'e gelmişlerdi. Bir Cumâ günü idi. Önce Ebû Bekr es-Sekkâf'ı
aradılar. Onu câmide ibâdetle meşgûl buldular. Fakat o, güneş sararıp batıncaya
kadar câmiden çıkmadı. O iki kişi, onu bekledi. Bir hayli acıktılar. O zaman
es-Sekkâf onların yanına geldi ve bir örtü uzatıp; "Bunun içindekini
alınız" buyurdu. Onlar örtüyü açtıklarında; fırından henüz çıkmış sıcacık
bir ekmek buldular ve doyuncaya kadar yediler. Geriye az bir şey kaldı. Onu da
Ebû Bekr es-Sekkâf yedi...
Bâzı kimseler, ziyâret maksadıyla Terîm'e geldiler. Canları kavrulmuş
buğday ve et istedi. Ebû Bekr es-Sekkâf'ın huzûruna çıktılar. Ebû Bekr
es-Sekkâf, Allahü teâlânın bildirmesiyle onların kalplerinden geçenleri
anlayıp, canlarının istediği yiyecekleri getirip ikrâm etti. O kimseler onun
büyüklüğünü kabûl ettiler ve duâsını alıp, oradan ayrıldılar.
Bir gün hava kararıp, her taraftan şimşekler çaktı. Çok şiddetli yağmur yağmaya
başladı. Herkes bütün vâdilerin su ile dolup aktığını zannetti. Ebû Bekr
es-Sekkâf; "Falan vâdide hiç su akmıyor" buyurdu. Gidip baktılar, dediği
gibi olduğunu gördüler.
Birisi, Ebû Bekr es-Sekkâf hakkında ileri geri konuştu. Es-Sekkâf; "Bu
kişinin iki ay sonra gözleri görmez olur. Vefâtından sonra da evi zorla
alınır" buyurdu. Orada bulunanlar târihi yazdılar. Dediği gibi, iki ay
sonra o kişinin gözleri kör oldu ve evi, vefâtından sonra zorla alındı.
Vâlinin biri, dergâhın hizmetçilerine âit bir malı zorla alıp götürdü. Onlar da
Ebû Bekr es-Sekkâf'ı vesîle ettiler ve yardım istediler. Sabah olunca, vâli
gasbettiği şeyleri gönderdi ve haklarını helal etmelerini istedi. Böyle
yapmasının sebebini sorduklarında; "Bana şöyle bir zât geldi. Yaptığım
işin doğru olmadığını ve aldığımı geri vermedikçe dönmeyeceğini söyledi. Beni
korkuttu. Bunun üzerine derhal aldığım malları iâde ettim. Sâhiplerinden rızâ
ve helâllik diledim" dedi.