"Bedeninle dünyâda, kalbinle âhirette ol!"
19/03/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
Ebû Bekr bin Sâlim hazretleri evliyânın
büyüklerindendir. 1513 (H.919) senesinde Yemen’de Terîm'de doğdu. 1584
(H.992)'de Hadramût köylerinden Aynat'ta vefât etti. Küçük yaşta ilim tahsîline
başladı. Zamânının meşhur âlimlerinden ilim öğrendi. Çok kerametleri görüldü.
Bir
köylü, devesini kaybetti, aradı bulamadı. Ebû Bekr bin Sâlim'in talebelerinden bâzısı
ona; "Hocamız senin devenin yerini bilir" dediler. Köylü geldi ve Ebû
Bekr bin Sâlim'e talebelerinin kendisine söylediği şeyi haber verdi. O da
talebelerini çağırdı ve durumu sordu. Talebelerden biri dedi ki: "Efendim,
sizden, dünyâ bizim iki elimiz arasındaki çanak gibidir, dediğinizi işittim. Bu
köylünün devesi de dünyânın içindedir." Ebû Bekr bin Sâlim, talebesini bir
daha bu şekilde konuşmaktan menetti ve köylüye; "Deveni filanca vâdide
ara, belki bulursun" buyurdu. Köylü devesini orada buldu...
Sohbetlerinde
buyurdu ki:
"Kişinin
ameli az olursa, düşünce ve sıkıntıya mübtelâ olur."
"Suyu
düşünmek susuzluğu gidermediği, âteşi düşünmek insanı ısıtmadığı gibi, dâvâyı
sâdece istemek de gâyeye ulaştırmaz. Çok gayret etmek ve çok çalışmak lâzımdır.
Bunun gibi Allahü teâlâya ulaştıran yolda bulunmak istiyorum demek de matlûba
eriştirmez. O'ndan ve O'nun için olan şeylerden başka her şeyden yüz çevirmek
ve O'ndan başka her şeyden uzak durmak, vazgeçmek lâzımdır. Yalnız O'na
kavuşturacak şeylere yönelmek lâzımdır ki, bu dâvâsında sâdık olduğu
anlaşılsın.”
“Bir
kimse gönlünde, Allahü teâlânın râzı olmadığı şeylere muhabbet besleyip Allahü
teâlâya kavuşturan yolda bulunmayı isterse, bu o kimsenin sâdık ve doğru
olmadığını gösterir. Eğer sâdık ve doğru ise, önce o şeyleri bırakması
lâzımdır. Çünkü, ekilmiş yere ekin ekilmez ve yazılmış kâğıda tekrar yazı
yazılmaz."
"İbâdet
yetmiş iki bölümdür. Onların yetmiş biri Allahü teâlâdan hayâ etmek, diğeri de
bütün iyiliklerdir."
"Bedeninle
dünyâda, kalbinle âhirette ol."
"Allahü
teâlânın yarattığı şeylere dalıp avunmak, kula bir cezâdır. Dünyâyı ve dünyâyı
sevenlere yakın durmak, onlara güvenmek ise felâkettir."
"Nefsin
arzuları, şeytanın taktığı bir yulardır. Kim, şeytanın o yularına takılırsa,
doğruca onun yanına gider ve ona köle olur."
"Zâhid; nefsi istediği hâlde dünyâdan yüz çeviren, Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem yolunda ve izinde yürüyen, gâyesi âhiret olan, cömert olup, Rabbine yönelendir."