"Fırına kendini sür!"
18/01/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Ahmed bin Ebil-Havârî, hocası Ebû Süleymân Dârânî hazretlerine hiç
muhâlefet etmeyeceğine dâir söz vermişti. Bir gün hocası ders anlatıyordu.
Ahmed bin Ebil-Havârî geldi.
Kapıyı tıklattı.
Ve içeri girip;
"Efendim, fırın iyice kızdı. Ne pişirmemi emredersiniz?" diye sordu.
Hocası cevap vermedi.
O da geri gitti.
Biraz sonra yine geldi.
Yine cevap alamadı.
Üçüncüde hocası;
"Fırına kendini sür!" buyurdu.
Ve derse devam etti.
Bir müddet sonra, talebelere;
"Ahmed'i çağırın!" buyurdu.
Koşup aradılar.
Ama hiçbir yerde yoktu.
Gelip hocalarına arz ettiler.
Buyurdu ki:
"Fırına baktınız mı?"
"Bakmadık hocam."
"Gidin, fırına bakın."
Koşup fırının kapağını açtıklarında, Ahmed'i, o kızgın fırının içinde,
rahat ve huzur içinde oturduğunu gördüler.
● ● ●
Bu zât anlatıyor ki:
"Rüyâda bir hûri gördüm.
Yüzü nûr gibi parlıyordu.
"Ne kadar nurlu yüzün var. Bunu neye borçlusun?" dedim.
Hûri, bana cevâben;
"Ey Ahmed, sen bir gece Allah korkusundan ağlıyordun. Gözyaşların sel
gibi akıyordu. O akan yaşları alıp yüzüme sürdüm. Yüzümün parlaklığı, senin o
göz yaşlarındandır" dedi.