"Bir çâresi var mı?.."
18/12/2022 Pazar Köşe yazarı A.U
Ebû Yûsüf hazretleri
zamânında devrin Sultânı, bir akşam hanımıyla münâkaşa ederken, bir an öfkeye
kapılıp; “Bu geceyi, benim mülkümde olan toprakta geçirirsen, boş
ol!” dedi.
Sonra siniri geçti.
Ve sâkinleşti.
Pişmân oldu böyle dediğine.
● ● ●
Ama ok yaydan çıkmıştı.
“Şimdi ne
yapacağım?” diye düşünürken, Ebû Yûsüf hazretlerini hâtırladı birden.
Hemen koştu huzûruna.
Başından geçenleri anlattı.
Ve sordu hemen
“Bir
çâresi var mı?” diye.
İmâm-ı Ebû Yûsüf dinledi.
“Evet
var” buyurdu.
Hükümdâr çok sevindi
“Amân söyle, nedir çâresi?”
“Hanımın,
bu geceyi mescitte geçirsin. Zîrâ mescitler senin mülkünden sayılmaz” buyurdu.
Hükümdâr, İmâmın ilmine hayrân oldu.
Ve Temyîz Reîsliğine tâyin etti kendisini.
● ● ●
Biri de bu zâta dînî bir suâl sordu.
Büyük İmâm dinledi.
Ve “Bilmiyorum” dedi.
Adam şaşırdı!
Hattâ sinirlenip;
“Nasıl
olur, hazîneden bu kadar çok ücret alırsınız, yine de bilmiyorum dersiniz!” dedi.
Hazret-i İmâm;
“Kardeşim, bize hazîneden, bildiğimiz kadar ücret veriliyor. Eğer bilmediğimiz kadar verilseydi, bunun için hazîneler yetmezdi” buyurdu.