Hazret-i Âişe annemiz hakkında...
21/01/2020 Salı Köşe yazarı R.A
Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Ya Âişe! Allahü teâlâ, sana iyilikler
versin! Beni sevindirdiğin gibi, ben seni sevindiremedim.”
Dünkü makâlemizde, Hazret-i Ayşe annemize dil uzatılması münâsebetiyle, bir
nebze ondan bahsetmeye çalıştık. Peygamber Efendimizin mübârek zevcelerinden
olan Âişe bint-i Ebî Bekir (radıyallahü anhümâ)’nın, Nûr
sûresindeki birkaç âyet-i kerîme ile medhedildiğini, Peygamber Efendimizin
kendisini çok sevdiğini ve medhettiğini ifâde ettik. Bugün, onun
hakkında birkaç kelime daha yazmak istiyoruz...
Hazret-i Ebu Bekr ve Hazret-i Ömer’in (radıyallahü anhümâ) halîfelikleri
zamanında, Müslümânlara nasîhate devam eden Hazret-i Âişe annemiz,
Resûlullah’ın kabr-i şerîfi yanında kendisi için ayırmış olduğu yeri, Hazret-i
Ömer’e vermiştir. Hazret-i Ömer vefât edince, buraya defnedilmiştir. Kendisi
ise, 65 yaşında, Medîne-i münevverede vefât edip vasiyyeti üzerine,
Cennetül-Bakî Kabristânına defnedilmiştir. Cenâze namazını, Medîne vâlîsi olan
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) kıldırmıştır.
Hazret-i Osmân’ın isyâncılar tarafından şehîd edilmesinden sonra halîfeliğe
seçilen Hazret-i Alî zamanında, Abdullah İbn-i Sebe ve adamlarının
kışkırtmaları netîcesinde meydâna gelen Cemel (Deve) Vak’asından sonra Hazret-i
Ali, Hazret-i Âişe’ye izzet ve ikrâmda bulundu ve kendisini Medîne-i
münevvereye gönderdi.
“Hazret-i Alî'yi sevmezdi” diye kendisine iftirâ ediyorlar.
Hâlbuki “Alîyi sevmek îmândandır” hadîs-i şerîfini, Hazret-i
Âişe (radıyallahü anhâ) haber vermiştir. Böylece, onu sevdiğini ve herkesin de
sevmesi lâzım geldiğini bildirmiştir. Hattâ Hazret-i Alî (radıyallahü anh)
şehîd edilince, çok üzülmüştür.
Ehl-i sünnet âlimleri, ilimde ve ictihâdda Hazret-i Âişe’nin, Hazret-i
Fâtıma (radıyallahü anhümâ) ve diğerlerinden de üstün olduğunu bildirmişlerdir.
Abdülkâdir-i Geylânî (kuddise sirruh), “Âişe (radıyallahü anhâ) daha
üstündür” buyuruyor. İmâm-ı Rabbânî (kuddise sirruh) ise; “İlimde
ve ictihâdda Âişe, zühd ve dünyâdan kesilmekte Fâtıma daha ileridir” buyurmuştur.
Hazret-i Âişe vâlidemiz, bütün İslâm ilimlerine vâkıf, müctehide, edîbe,
zühd ve vera sâhibiydi. Her bir hâdise üzerine hemen bir şiir söylerdi.
Resûl-i Ekrem Efendimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) 2210
hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Kendisinden de Eshâb-ı kirâm ve
Tâbiîn’den birçokları hadîs-i şerîf nakletmişlerdir.
Hazret-i Âişe’nin faziletini, üstünlüğünü bildiren pekçok hadîs-i şerîf
vardır. Bunlardan biri şöyledir: “Âişe, Cennet’te de benim zevcemdir.”
Resûlullah’a, “en çok kimi seviyorsunuz?” diye
sorulunca; “Âişe’yi!” buyurdu. “Erkeklerden kimi
seviyorsun?” denilince de; “Âişe’nin babasını” buyurdu.
Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
“Ya Âişe! Allahü teâlâ, sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, ben
seni sevindiremedim.”
2 makâlemizde, Hazret-i Âişe annemizi, deryâdan damla misâli anlatmaya
çalıştık. Allahü teâlâ, bizleri, onun, diğer Sahâbe-i kirâmın, Ehl-i Beyt’in ve
Sevgili Peygamberimizin şefâatlerine nâil eylesin.