"Sana yazıklar olsun!.."
22/01/2020 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Ebû Abdullah Turuğbâdî hazretlerinin yaşadığı Tus şehrinde büyük bir
(kıtlık) vardı.
Bir gün eve geldi.
Ve ambarına girdi.
İki ölçek buğdayı olduğunu görünce, içine bir ateş düştü.
Kendi kendine;
"Ey Ebû Abdullah! Müslümanlara şefkatin bu mu senin? Onlar açlıktan
kırılırken, sen ambarında (buğday) saklıyorsun. Yazıklar olsun sana!" dedi.
Ve ağlamaya başladı.
Aklı başından gitti.
Evinden ayrılıp, sahrâlara düştü.
Uzun zaman açlık çekti.
Öyle ki, unuttu kendisini.
Sâdece (Allah)ı zikrediyor, O'nun kullarına merhamet ediyordu.
O ara Ebû Osmân-ı Hîrî hazretlerini tanıyıp, Onun
sohbetlerine devam ederek büyük bir velî oldu.
● ● ●
Birgün, talebeleri ile yolculuğa çıkmıştı.
Yolda yemek için bir yere oturdular.
O sırada Keşmir'de bulunan Hallâc-ı Mensûr da yola
çıkmıştı.
Talebelerine dönüp;
"Biri geliyor. Kalkın, onu karşılayın!" dedi.
Az sonra Hallâc-ı Mensûr, yanında (iki köpeği) olduğu halde Ebû Abdullah'ın
yanına geldi.
O, yemeğini bıraktı.
Hemen ayağa kalktı.
Yerine Hallâc-ı Mensûr'u oturtup, çok izzet ve ikrâm etti.
Talebeler şaşırdılar.
O, bunu anladı.
Ve talebelerine;
"Siz, onun dışına bakmayın. O, nefsinin arzularından
kurtulmuştur" buyurdu.