"Hiçbir şey, verâ gibi olamaz!.."
24/08/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Dünyada felaketlerden,
âhırette azâbdan kurtulmak için, iki şey lâzımdır: Emirlere sarılmak,
yasaklardan sakınmak!
Radiyüddîn Nâtikî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Horasan civârında Uçyar köyünde doğdu.
Doğum târihi belli değildir. İlim tahsîli için Tebriz'e gitti. Zamânın
âlimlerinden ilim öğrendi, tahsîlini tamamladıktan sonra Herat'a kâdı tâyin
edildi. 1378 (H.780) senesinde vefât etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Dünyada felaketlerden,
âhırette azâbdan kurtulmak için, iki şey lâzımdır: Emirlere sarılmak,
yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden, en büyüğü, daha lüzûmlusu, ikincisidir
ki, (Verâ) ve (Takvâ) denir. Resûlullahın
yanında, birisinin çok ibâdet ettiğini, çok uğraştığını söylediler. Birisinin
de, yasak edilen şeylerden çok sakındığını söylediklerinde, (Hiçbir
şey, verâ gibi olamaz!) buyurdu. Yâni, yasaklardan sakınmak, daha
kıymetlidir buyurdu.
Bir hadis-i şerifte
de, (Dîninizin direği verâdır) buyurdu. İnsanların meleklerden
daha üstün olabilmesi, verâ sâyesindedir ve terakkî etmeleri, yükselmeleri bu
sâyededir. Melekler de, emirlere itaat etmektedir. Hâlbuki melekler, terakkî
edemiyor. O hâlde, verâa sarılmak ve takvâ üzere olmak, her şeyden daha
lüzûmludur. İslâmiyette en kıymetli şey takvâdır. Dînin temeli takvâdır. Verâ
ve takvâ, haramlardan kaçınmak demektir.
Haramlardan tamamen
kaçınabilmek için, mubâhların fazlasından kaçınmalıdır. Mubâhları, lâzım olduğu
kadar, kullanmalıdır. Bir insan, mubâh, yâni İslâmiyetin izin verdiği
şeylerden, her istediğini yapar, taşkınca mubâh işlerse, şüpheli şeyleri
yapmaya başlar. Şüpheliler ise, haram olanlara yakındır. İnsanın nefsi, hayvân
gibi, kendine düşkündür. Uçurum yanında dolaşan, bir gün uçuruma düşebilir.
Verâ ve takvâyı tâm yapabilmek için, mubâhları lâzım olduğu kadar kullanmalı,
zarûret miktârını aşmamalıdır. Bu kadarını kullanırken de kulluk vazîfelerini
yapabilmek için kullanmaya niyet etmelidir. Böyle niyet etmeden, az kullanmak
da günah olur. Azı da çoğu gibi zararlı olur.
Mubâhların fazlasından tamamen kaçınabilmek, her vakit ve hele bu zamanda, hemen hemen mümkün değildir. Hiç olmazsa, haramlardan kaçınmalı, mubâhların fazlasından da elden geldiği kadar sakınmaya çalışmalıdır. Mubâhlar, lüzûmundan fazla işlendikte, pişman olup tövbe etmelidir. Bu işleri, haram işlemeye başlangıç bilmelidir. Allahü teâlâya sığınmalı ve yalvarmalıdır.