Tamah eden, dâimâ sıkıntı içinde yaşar!
24/09/2024 Salı Köşe yazarı V.T
İnsanlarla tamah etmeyi bırakan kimse, dünyâda da, âhirette de azîz ve
mükerrem olur...
Celâlüddîn Hürmâlî hazretleri büyük velîlerdendir. Irak'ta Şehrezûr'a bağlı Kayneyce köyünde doğdu. Bölgedeki meşhûr medreselerde ilim tahsil edip icâzet aldı ve Hurmal kasabasındaki Câmi-i Kebîr'e müderris tâyin edildi. Bu sırada Kâdiriyye yoluna girip bu yolun büyüklerinden Şeyh Hasan Gelezerde hazretlerinin sohbetlerine katıldı. Hocası ona icâzet verip kendisine halîfe yaptı. 1815 (H.1231) senesinde Biyâre'de vefât etti.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki:
“Birisi size husûmet, düşmanlık ederse, onunla meşgûl
olmayınız. Çünkü husûmetin sonu gelmez. Allah korusun, bu uğurda dîniniz elden
çıkabilir! İnsanların sevgisine de aldanmayınız! Zîrâ bu sevgileri devamlı
değildir. İnsanların elinde olana tamah etmeyiniz. Allahü teâlânın size
verdiğine kanâat ediniz. Çünkü tamah eden, dâimâ sıkıntı ve üzüntü içinde olur.
Kanâat eden de, her zaman neşeli ve rahattır...
Namazı öyle kılınız ki, yalnız ve kalabalıkta iken
namazdaki hâliniz değişmesin. İnsanların yanında iken çok yavaş kılmayın ki,
bu, kendini insanlar nazarında iyi göstermek olur. İnsanlardan ve makamlarından
yardım beklemekten ümîdi kesip, Allahü teâlâya bağlanmalıdır. Başkalarından
yardım bekleyen kimse, insanlar yanında hor görülür...
İnsanlarla tamah etmeyi bırakan kimse, dünyâda
da, âhirette de azîz ve mükerrem olur. Yardımı Allahü teâlâdan isteyin. Birinin
size karşı kusûru olursa, şikâyet etmeyin. Kabahati kendinizde arayın. Dâimâ
özür dileyici olun. Kimsenin ayıbını aramayın. Nasîhat kabûl eder görünen
münâfıklara nasîhat etmeyin. Onu ayıplarsanız, duymasın. Size düşman olur. Bir
kimse yanlış konuşmuşsa, insanlar arasında yanlışını ona söylemeyin. Yalnız
olduğu zaman ve nasîhat kabûl edici olduğunu bilirseniz, o zaman söyleyin. Ama
günâhla ilgili ise, lütuf ile, yumuşaklıkla söyleyin.”
"Çok istigfâr etmek, alçak gönüllü olmak ve çok
sadaka vermek, Allahü teâlânın kendilerini çok sevdiği, velîlerinin ahlâkından
olup, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturur."
“Bid'atlerin hepsi karanlıktır.
Onlarda güzellik yoktur. Bizim yolumuzun üstünlüğü, bid'at karışmamış
olmasıdır. Ortadan kalkan her yol, bid'at yüzünden kalkmıştır. Farzlarla
yetinip, bid'atlerden kaçınan kimse, bir bid'at işleyip, birçok tâatler yapıp
hâl ve mevâcide kavuşandan üstündür."