Meyvenin ve ekinin uşru
27/12/2022 Salı Köşe yazarı O.Ü
Zenginler uşurlarını, İmâm-ı
a'zam hazretlerine göre vermelidir.
Sual:
Toprak mahsüllerinin zekâtını verirken, bunları topladıktan sonra mı vermeli
yoksa toplamadan olgunlaşınca da verilebilir mi?
Cevap: Bu
konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Meyvenin ve ekinin uşru, İmâm-ı a'zam’a ve İmâm-ı Züfer’e göre,
bitki üzerinde meydana geldikleri ve çürümekten emin oldukları zaman farz olur.
Toplanacak hâle gelmese de, faydalanılacak, yenecek hâle gelince uşrunu vermek
farz olur. İmâm-ı Ebu Yusuf’a göre olgunlaşınca, toplamadan önce farz olur.
İmâm-ı Muhammed’e göre ise, hasattan sonra, yani hepsini toplayınca farz olur.
Hasattan önce, yerinden koparıp yemesi veya başkasına yedirmesi caizdir. Fakat,
İmâm-ı a'zam’a göre, bunun uşrunu da sonra verir. İki imâma göre, bunun uşrunu
vermesi lazım olmaz. Fakat, mahsulün beş vesk olması için, bu da hesaba
katılır. Olgunlaştıktan sonra koparmış ise, İmâm-ı Muhammed’e göre, yine uşrunu
vermek lazım olmaz. Hepsini topladıktan sonra telef olanın ve çalınanın uşrunu
vermek lazım olmaz.”
Fakir olanlar, uşurlarını iki imâma yani İmâm-ı Ebu Yusuf ve
İmâm-ı Züfer hazretlerine göre hesap edip verir. Zenginler ise, İmâm-ı a'zam
hazretlerine göre vermelidir.
Sual: Selamlaşırken birbirine karşı eğilmek ve kucaklaşmak dinen
uygun olur mu?
Cevap: Konu
ile alakalı olarak Berîkada deniyor ki:
“Selam verirken ve selam alırken eğilmek günahtır. Hadis-i
şerifte; (Karşılaştığınız zaman, birbirinize eğilmeyiniz,
kucaklaşmayınız!) buyuruldu. Allahü teâlâdan başkası için
rüku ve secde yapmak haramdır.” İbni Nüceym Zeyneddîn Mısrî hazretleri Segâir
ve Kebâir kitabında; “El ile selam vermek günahtır” buyuruyor. İsmail Sivâsî
hazretleri, bunu açıklarken;
“Çünkü, el ile selam vermek, kafirlerin âdetidir” buyurmaktadır.
Sual: Hazret-i Ebu Bekir’e niçin “Atik” ve “Sıddîk” denmektedir ve
bunların anlamı nedir?
Cevap: Hazret-i
Ebu Bekir’in lakaplarında biri, Atîk’tir. Bunun sebebi, Resulullah efendimiz,
hazret-i Ebu Bekir’in yüzlerine bakarak;
(Bu, Cehennem ateşinden atîkdir) buyurmuşlardır. Yani, Allahü teâlânın narından, ateşinden azatlı kuludur, demektir. Hazret-i Ebu Bekir, bundan sonra, bu lakab ile şöhret bulmuştur. Bir lakabı da Sıddîk’tır. Sıddîk, çok fazla inançlı demektir. Resulullah efendimizi tasdik ettiği için, bu isim verilmiştir.