Dağlara çıkan âbid ve şehirdeki ayakkabıcı...
05/02/2021 Cuma Köşe yazarı A.D
Âbid’in biri, ibadet
etmek üzere dağa çıkar. Bir gece rüyasında "Falan ayakkabıcıya git! Senin
için dua etsin" denir.
Allahü teâlâ, bütün kitaplarda, kibri kötülemiş ve yasak etmiştir. Kur'an-ı
kerimde de, (Allah, kibirli olanları elbette sevmez!) buyurmuştur. (Nahl
23)
Aklı olan, kendini ve Rabbini tanıyan, hiç kibredebilir mi? İnsan aşağılığını,
acizliğini, Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir. Bunun için her
an her yerde aczini göstermesi, tevazu üzere bulunması gerekir. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Allah rızası için tevazu edeni, [kendini, Müslümanlardan üstün
görmeyeni] Allahü teâlâ yükseltir.) [Bezzar]
Tevazu sahibi olabilmek için dünyaya niçin geldiğini, nereye gideceğini
bilmek gerekir. İnsan, hiç yok idi. Önce bir şey yapamayan, hareket edemeyen
bebek oldu. Şimdi de, her an hasta olmak, ölmek korkusundadır. Nihayet ölecek,
çürüyecek ve toprak olacaktır. Dünya zindanında, her an, ne zaman azaba
götürüleceğini beklemektedir. Ölecek, leş olacak, böceklere yem olacak, kabir
azabı çekecek, sonra diriltilip kıyamet sıkıntılarını çekecektir. Cehennemde
sonsuz yanmak korkusu içinde yaşayan kimseye tekebbür mü yakışır, tevazu mu?
Kibir ne kadar kötü ise, tevazu da o kadar iyidir. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Kişi kibirlenince, iki melek, "Ya Rabbi bunu alçalt!" derler.
Tevazu ederse, "Ya Rabbi bunu yükselt!" derler.) [Beyheki]
Din büyükleri bu hususta buyuruyorlar ki:
"Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Kibirli, kendini
başkasından üstün görmekle, kalbi rahat eder. Burada başkasını düşünmez.
Kendini ve ibadetlerini beğenir. Kibir; kötü huydur, haramdır. Kibirli olan,
salih insan olamaz."
***
Âbid’in biri, ibadet etmek üzere dağlara çıkar. Bir gece rüyasında
"Şehirdeki falan ayakkabıcıya git! Senin için dua etsin" denir...
Âbid dağdan iner, adamı bulur, ne iş yaptığını sorar. Adam, gündüzleri oruç
tutup, ayakkabı işlerinde çalıştığını, kazandığı para ile ailesini
geçindirdikten sonra fazlasını sadaka verdiğini söyler. Âbid, adamın güzel bir
iş yaptığını anlar, fakat kendisinin dağda sırf ibadetle meşgul olmasını daha
iyi bulur ve tekrar ibadetine döner...
Yine bir gece rüyasında, (Ayakkabıcıya git ve ona, "Bu
yüzündeki sararmanın sebebi ne?" diye sor) denir. Âbid, gidip
sorar. Ayakkabıcı der ki:
"Kimi görürsem, bu kurtulacak da, ben helak olacağım der ve kendimden
korkarım. Yüzümün sararması bundandır..."
İşte o zaman âbid, ayakkabıcının bu korku ve tevazu ile üstünlük kazandığını anlar...