Allahü teâlâya yakın olmak ne demektir?
28/03/2021 Pazar Köşe yazarı V.T
Allahü teâlânın insanlara olan yakınlığı, insan aklı ile anlaşılamayan bir
yakınlıktır.
Şihâbüddîn Zâhid hazretleri evliyânın büyüklerinden ve Şafiî mezhebi fıkıh
âlimidir. Doğum târihi bilinmemektedir. 819 (m. 1416)’da Kâhire’de vefât
etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Evliyâlık, Allahü teâlâya yakın olmak demektir. Fakat, insanların Allahü
teâlâya yakın olması, iki türlü olur:
Birinci yakınlık, Allahü teâlânın her insana yakın olmasıdır. Kaf sûresinin
onaltıncı âyetinde meâlen, (Biz ona, boynundaki şahdamarından daha
yakınız!) ve Hadîd sûresinin dördüncü âyetinde meâlen, (Her
nerede olursanız olunuz, Allahü teâlâ sizinle berâberdir) buyuruldu.
İkinci yakınlık, Allahü teâlânın, insanların yalnız üstün olanlarına ve
meleklere olan yakınlığıdır. Alak sûresinin son âyetinde meâlen, (Secde
et ve Allahü teâlâya yaklaş!) buyuruldu. Yukarıda bildirdiğimiz
hadis-i kudsîde, (Kulum bana, nâfile ibâdetleri de yaparak öyle
yaklaşır ki, onu çok severim...) buyuruldu. Bu âyet-i kerimede ve
hadis-i kudsîde bildirilmiş olan yakınlık, yalnız seçilmiş üstün kimselerde
hâsıl olur. Bu yakınlığa (Vilâyet) yâni evliyâlık denir. Bu
yakınlığa kavuşmak için, önce Ehl-i sünnet îtikatına uygun îman lâzımdır. İmrân
sûresinin altmışsekizinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ, îman edenleri
sever) buyuruldu. Fakat, müminler arasında seçilmiş olanları daha çok
sever. Her mümini sevmesine (Vilâyet-i âmme) denir. Seçilmiş
müminleri çok sevmesine, (Vilâyet-i hâssa) denir.
Yukarıda yazılı hadis-i kudsîde bildirilmiş olan sevgi, işte bu sevgidir.
Bu sevginin de dereceleri vardır. Şunu da bildirelim ki, Allahü teâlâ, insan
aklı ile anlaşılamayacağı gibi, Onun sıfatları da insanın aklı ile anlaşılamaz.
Allahü teâlânın kendisi gibi ve îtibarâtından herhangi biri gibi, hiçbir şey
yoktur. Bunun için, Allahü teâlânın insanlara olan her iki yakınlığı, insan
aklı ile anlaşılamayan, bilinemeyen bir yakınlıktır. İki zamanın ve iki cismin
birbirlerine yakın olmaları gibi değildir.
Allahü teâlânın kullarına yakın olması, akıl ile düşünülen ve his organları ile anlaşılan yakınlıklar gibi değildir. Ancak bazı seçilmiş müminlere verdiği marifet denilen ilim ile anlaşılabilir. Bu bilgiye (İlm-i huzurî) denir. Bizim bilgilerimiz (İlm-i husûlî)dir.