En büyük felaket imansız ölmektir!
29/01/2021 Cuma Köşe yazarı A.D
"Doğru iman ederek, çok büyük nimete kavuştuk. Eğer bu imanımız
olmasaydı, hiçbir hizmete gidemezdik..."
Müslümanlık nimetlerinin ortadan kalkmasına sebep bunların kıymetinin
bilinmemesidir. Elimizden alan Allahü teâlâdır. Allahü teâlânın âdet-i
ilahiyesi şöyledir ki, iyi işleri sevdiği kullarına, kötü işleri düşmanlarına
yaptırır. Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimde mealen, "Nimetlerimin
kıymetini bilir şükrederseniz onları arttırırım. Kıymetini bilmez, nankörlük
ederseniz, elinizden alır, şiddetli azap ederim" buyuruyor. Her
nimet için de böyledir. Şükretmek, o nimeti izin verildiği ve emredildiği yerde
kullanmak demektir... Çok kıymetli imanın elden gitmemesi için, yapılan
şükür hakkında bir din büyüğümüz şöyle buyuruyor:
"Doğru iman ederek, çok büyük nimete kavuştuk. Eğer bu imanımız
olmasaydı, hiçbir hizmete gidemezdik. Bizi hizmetlere koşturan imanımızdır.
İman nimetinin şükrü yapılmazsa elden gider. Allahü teâlâ, bu nimetin şükrünün,
ancak Müslümanların birbirini Allah rızası için sevmesiyle mümkün olacağını
bildiriyor. Eğer birbirimizi severek, iman nimetinin şükrünü eda edersek, Allah
bizden bu iman nimetini almaz. İman nimeti olduğu müddetçe de, insan ne
dünyada, ne de âhirette sıkıntıya uğrar. Çünkü iman ediyorum demek, (Rabbime
inanıyorum, Ona güveniyorum, Onun emrindeyim, Ona ibadet eder, Ondan isterim)
demektir. Allahü teâlâ, kendisinden isteyeni boş çevirmez."
***
Bir gün Ebu Cehil, Peygamber efendimize bir tuzak hazırlayarak evinin
önüne bir kuyu kazdırır. Ve sonra Resulullahı evine davet eder. Peygamber
efendimiz davet üzerine Ebu Cehil'in evine doğru yola çıkar. Eve yaklaştığında,
Cebrail aleyhisselam gelip, Ebu Cehil'in, evinin önünde tuzak için bir kuyu
kazdığını söyler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz kendi evlerine döner. Ebu
Cehil ise, geri dönmesine bir mana veremeyerek kendisine sormak için arkasından
koştuğunda, kapının önündeki kuyuyu unutarak, adımını atar atmaz kendi eliyle
kazdığı kuyuya düşer.
Çıkarmak için ip uzattıklarında, bir türlü ipe kavuşamaz. İpler uzadıkça kuyu
derinleşir. Bu hâl üzerine Ebu Cehil karanlık kuyuda çıldıracak gibi olur.
Resulullaha haber verilerek kendisinin çıkarılmasını ister. Durumu Peygamber
efendimize bildirirler. Hemen kuyu başına gelerek seslenir:
-Seni kuyudan çıkarırsam iman eder misin?
-Ederim, deyince Peygamber efendimiz mübarek ellerini uzatarak onu
kuyudan çıkarır... Ebu Cehil kuyudan çıkınca;
-Hayatımda senin kadar güçlü sihirbaza rastlamadım, der ve yine iman etmez.
"Elverişli değilse, iyiliğe bir kimse,/İstifade edemez, Peygamberi
de görse" buyuruluyor.
En büyük felaket imansız ölmektir. Allahü teala cümlemizi imansız ölmekten muhafaza buyursun.