"Ben Rabbimin en büyük nimetine kavuştum..."
05/01/2023 Perşembe Köşe yazarı S.A
Âmâ ve felçli bir adam, devamlı
Rabbine hamd ediyordu. Bunu gören birisi ona "Sen hangi nimetinden
dolayı hamd ediyorsun?" diye sordu!..
Kavuştuğumuz nimetlerin şükrünü yerine getirebilmemiz mümkün
değildir... Nimetler, nereden ve kimden gelirse gelsin onu Rabbimizden
bileceğiz, O'na şükredeceğiz, çünkü veren O'dur. Bize iyilik yapan kimseyi
yaratan O'dur. O'na, bize iyilik yapma arzusunu ve imkânını veren de Odur.
İnsanlar sebeptir. Onlara da teşekkür edilir fakat nimetler onlardan
bilinmez...
Şükür, yalnız dil ile olmaz. Bütün organlarımızla şükretmeliyiz.
Kalbin şükrü, onu Rabbimizin sevmediklerinin sevgisiyle
doldurmamaktır. Günahlarla karartmamaktır. Onu kibirden, hasetten, riyadan ve
ucuptan uzak bulundurmaktır...
Gözün şükrü, yaratıcısının razı olduğu gibi kullanmaktır.
Haramlara bakmamalı, kimseyi hakir görmemelidir. Olabilir ki; o hakir gördüğü
kişinin şefaatine kavuşabilmek için ona ne kadar yalvaracaktır, ondan medet
umacaktır.
Kulakların şükrü, onu haram seslerden muhafaza etmektir.
İnsana, günâh değil, sevap kazandıracak sesleri dinlemeye çaba sarf etmelidir.
Ellerin, ayakların ve diğer organların şükrü ise, sahibinin izin
verdiği gibi kullanılması ile olur. Değilse, emanete hıyanet etmiş oluruz,
bunun da cezası çok ağırdır.
Bir gece Sevgili Peygamberimiz "aleyhisselâm"
yatağından kalkar, abdest alır, namaz kılmaya başlar, çok uzun ibadet ederler.
Âişe validemiz "radıyallahü anha" arz eder: "Efendim sizin zaten
günahınız yoktur, olsa da affedilmiştir. Biraz dinlenseniz ve istirahat
buyursanız." Resûlullah efendimiz, "Şükreden bir kul olmayayım
mı?" cevabını verirler.
Bundan da anlaşılıyor ki, şükür hareketlerle de olmalıdır,
yalnız dil ile olursa az olur.
En büyük şükrü, en büyük nimete yapmalıyız. O da iman
nimetidir. Ondan büyük nimet olmaz, iki cihan saadetine vesiledir...
Bağdat'ta evi olmayan, duvar diplerinde yaşayan, üstelik
âmâ ve felçli bir adam, devamlı Rabbine hamd ediyordu. Bunu gören birisi ona
sorar:
"Sen hangi nimetinden dolayı hamd ediyorsun? Hâlin belli,
evin yok, elin ayağın tutmuyor, gözlerin görmüyor."
Şöyle cevap verir:
"Ben Rabbimin en büyük nimetine kavuştum. Kalbimi
sevgisiyle doldurdu. Çok az kuluna ihsan buyurduğu bu büyük nimete ne kadar
şükretsem yine de azdır. Öyle huzur içindeyim ki, daha ölmeden cennet hayatı
yaşıyorum."
Nimete şükredilmezse elden çıkar. Kavuştuğumuz nimetlere çok şükredelim ki, elimizden alınmasın...